بســـم الله الرحمن الرحيم

 

Mağfiret için tevbenin gerekliliği

 
Bu konu ile ilgili sorulan soruya gelince, soru şöyle idi:

Tevhidin yanı sıra sadece hatayı itiraf etmek, o hatanın bağışlanmasını ve o hatadan ötürü sıkıntı içerisine düşen kimseden bu sıkıntının kaldırılmasını gerekli kılar mı?

Yoksa günahın mağfiret olması için başka bir şeye ihtiyaç var mıdır?

 
Bu soruya şu şekilde cevap verilir:

Günahın mağfiretinin gerekli kılınması için, tevhidin yanı sıra emredilen tevbenin de edilmesi gerekir. Çünkü yüce Allah "tevbe olmadan şirki affetmeyeceğini" çeşitli âyetlerde ifade buyurmuştur:

"Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bundan başka her şeyi dilediğine bağışlar." (Nisa, 4/48, 116)

İki yerde de Kur'ân, "şirkten başkası" terimini kullanmış. Bu günahların ve şirkin ancak tevbe ile affedileceği anlatılmıştır. Tevbesiz affedilmeleri hususuna gelince bu ancak Allah'ın meşîetine (dilemesine) bağlı bir durumdur.

Nitekim Cenâb-ı Hak bu hususta şöyle buyurmuştur:

"Ey Muhammed! De ki: "Ey nefislerine karşı aşırı giden kullarım, Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah bütün günahları bağışlar. Çünkü o çok bağışlayan çok merhamet edendir." (Zümer, 39/53)

Bu âyet tevbekâr olanlar hakkında inmiştir. Bu nedenle ifade genel olarak kullanılmış ve Allah'ın günahların hepsini affedebileceği kesin bir ifade ile belirtilmiştir. Oysa bir önceki âyette:

"Şirkten başkasını dilediğine bağışlar" ifadesi yer almıştı. Yani burada bağışlama şirkten başkasına özgü kılınarak tamamen Allah'ın iradesine bağlanmıştır.

Buradan anlıyoruz ki şirk, ancak tevbe sonucu bağışlanır.

Şirkin dışındaki günahlara gelince:

Bunları Allah tevbe eden kimseye bağışlayabileceği gibi tevbesiz de bazan dilediği kimseye bağışlar.

Hatayı, günahı tevhidle birlikte itiraf etmek eğer tevbeyi içeriyorsa, bu aynı zamanda mağfireti de gerektirir.

Günah bağışlandığında onun nedeniyle verilecek ilâhî ceza ortadan kalkar. Çünkü tevbe bir anlamda günahın şerrinden korunmadır.

 

İÇİNDEKİLER

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM