Ey Râfizî!
Ehl-i sünnet “Rasûlullah'tan sonra
imam, Ömer'in biati ve dört kişinin rızası ile Ebubekir'dir.” dediklerini
iddia ediyorsun. Deriz ki:
Hiç de senin iddia ettiğin gibi
değildir. İnadına Ebubekir'in
(r.a.) imameti müslümanların icmâı ve rızası ile tahakkuk etmiştir. Halbuki, Ali'ye (r.a.) sahabi ve tabiînden sayılarını
Allah (c.c.)'tan başka kimsenin bilemediği birçok kimseler biat etmemiştir. Bu da
hilafetinde mütecaviz midir? (Hâşâ!) Ehl-i sünnete göre imametin gayesi
tahakkuk etmesi için güçlü kişilerin muvafakati gerekir. Bunun için de şöyle diyorlar:
“İdareciliğin gayesini gerçekleştirebilecek güçlü ve
kuvvetli kişiler; kendilerine itaatle emrolunan Âmirlerin en lâyık olanlarıdır.
Bu kişiler Allah
(c.c.)'a isyan teşkil edecek bir şeyi emretmedikleri müddetçe itaat
edilirler. İmamet hükümdarlık ve kuvvettir. İmam, ister âdil ister fâcir olsun
üç veya dört kişinin muvafakati ile hükümdar olamaz. Bunun içindir ki, Ali'ye
(r.a.) biat
edilince kendisinde bir güç meydana geldi ve imam oldu.
İmam Ahmed bin Hanbel, Abdus el-Attar'a yazdığı mektubda
şöyle diyor:
“İnsanların ittifakı
ve rızasıyla veya kılıç ile halife olup,
emirül mü'minin adını taşıyan kimse
ister itaatkâr,
ister asî olsun zekâtın kendisine verilmesi caizdir.”
Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in:
“Kim
(bir imama) biatsiz ölürse, câhiliyyet ölümü üzerine ölür.” mealindeki hadisin açıklaması
Ahmed bin Hanbel'e
sorulduğunda şu cevabı verdi:
“İmamın kim olduğunu bilir misin?
İmam, imametinde bütün müslümanların ittifak ettiği kimsedir.”
Binaenaleyh Ebu Bekir (r.a.)
es-Sıddîk müslümanların icma'ı ile imamete müstehaktır. İmamete Allah ve Rasûlünün rıza gösterdiği cinstendir. Sonra güçlü ve kuvvetlilerin biatıyla
imam olmuştur.
Aynı şekilde Ömer (r.a.) müslümanların
biat ve itaati ile imam olmuştur. Müslümanlar Ebubekir'in (r.a.) Ömer
(r.a.) hakkındaki
vasiyetini yerine getirmediklerini farzedersek, Ömer (r.a.) imam olmayacaktı.
Bunun caiz olup olmaması ayrı meseledir. Çünkü helâl ve haramlılık, fiillere
bağlı bir şeydir. Ama velayet güç ve kuvvetle tahakkuk eder. O da Allah ve Rasûlünün sevdiği bir yöntem ile tahakkuk eder. Dört râşid halifenin
hilafetleri gibi. Bazen bunun dışındaki bir yöntemle de tahakkuku mümkündür ki,
zâlimlerin saltanatları gibi.
Ebu Bekir'e, (r.a.) Ömer (r.a.) ve bir gurup müslümanlar biat etmiştir, diye farzedilirse
bununla imam olmaması gerekirdi. Durum hiç de böyle değildir. Ebubekir
(r.a.) cumhurun biatıyla imam olmuştur.
Bu biatta Ömer'in
(r.a.) acele ettiği deniyorsa, şüphesiz ki, her biatta önde
olan biri olacaktır. Eğer bazıları bu biati istemeyerek yaptıklarını iddia
ediliyorsa bu da imamete zarar vermez. Çünkü imamete müstehak olduğu şer'î delillerle sabit olmuştur.
Ebubekir'in (r.a.) Ömer (r.a.)
hakkındaki vasiyeti ise Ebubekir'in
(r.a.) vefatından sonra müslümanların
Ömer'e (r.a.) biat etmeleri ile gerçekleşmiş,
böylece Ömer (r.a.)
imam olmuştur.
|