Râfizî
şöyle diyor:
“Allah
(c.c.)'tan İblis'e sığınmamız lazımdır.”
Allah (c.c.)'ın: “Şeytandan Allah
(c.c.)'a sığın!” emri de doğru olmamalıdır. Çünkü onlar (ehl-i sünnet) İblisi
ve Kâfiri mâ'siyetlerden tenzih ederek onları (fiillerini) Allah (c.c.)'a
nisbet ettiler. Böylece Allah (c.c.)'ı kuluna karşı İblisten daha kötü
yaptılar. Allah (c.c.) bunlardan münezzehtir.”
Ey
Râfizî!
Senin
bu sözünün hiç değeri yoktur.
İblisin fiili ya vardır veya yoktur. Fiili yoksa
ona sığınmak mümteni'dir. Çünkü o zaman bir şey yapamaz ki ona sığınılsın.
Fiili varsa onu masiyetlerden tenzih etmek bâtıl olmuş olur. Dolayısıyla kaderi
isbat eden ve inkâr edenlerin her ikisine göre bu itiraz düşmüş oldu. O zaman
şöyle denilir:
İblis
insanları Allah (c.c.)'ın gazabından koruyabilecekse ona sığınmak iyi olur.
İster kulların fiillerini Allah (c.c.) yaratsın veya yaratmasın. Halbuki râfizî
musannif ve benzerleri olan kaderiyecilere göre İblis Allah (c.c.)'ın takdir
etmediğini yapıyor. Allah (c.c.)'ın iradesi dışında hareket ediyor. Allah
(c.c.) hiç kimseyi bir amelden diğer bir amele, hayırdan şerre veya şerden
hayıra sevkedemiyor.
Buharî'de rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem) şöyle buyurur:
“Allah'ım! Senin gazabından rızâna sığınırım. Ukubetinden
affına sığınırım. Hâsılı Senden Sana sığınırım...”
(Müslim Salat: 222, Ebu
Davud Salat: 148, Vitr: 54, Tirmizi Deavat: 75, 112 Nesai Tahare: 119)
Görülüyor
ki, Rasulullah, Allah (c.c.)'ın bazı sıfat ve fiillerinden yine O'nun bazı
sıfat ve fiillerine sığınmıştır. Yani Allah (c.c.)'tan yine Allah (c.c.)'a
sığınmıştır. Hal böyle olunca Allah (c.c.)'ın bazı mahlûkatından Allah (c.c.)'a
sığınmak nasıl mümteni' olur?
Ondan
sonra ehl-i sünnet kulun Rabbine yaptığı duanın matlûba vesile ve kötülüğün
define sebep olacağını asla inkâr etmiyorlar. Allah (c.c.) annenin çocuğuna
olan merhametinden daha fazla kullarına karşı merhametlidir. Onun için bir
hikmete binaen yarattığı ve şerre vesile olan şeylerden Allah (c.c.)'a
sığınılır.
Her
şeyin bir illeti ve hikmeti olduğunu kabul edenler, Allah (c.c.)'ın yılanları,
akrepleri ve ateşi bir hikmete binaen yarattığı gibi İblisi de bir hikmete göre
yarattığını ve bunların şerlerini defetmek için elimizden gelen çabayı
harcamamızı emretmiştir, diyorlar.
Mahlûkatın
illet ve hikmete binaen yaratılmadığını ileriye sürenler ise; Allah (c.c.)
kullarına zarar veren İblis'i yarattığı ve Allah (c.c.)'a sığınmamız da O'nun
şerrini defetmek için bize vasıta olarak kıldı. Yangının önlenmesi için ateşin
söndürülmesini, zehire karşı panzehirin kullanılmasını yol olarak kıldığı gibi.
Yaşatan,
fayda ve zarar veren O'dur. O, bize faydalı olanı yapmayı emretti. Faydalı
olanı yapmak için bize yardım ederse O'nun ihsanındandır. Aksi halde dilediğini
yapabilir, diyorlar.
|