Râfizî
şöyle diyor:
“İmamîlerin
ve İsmaililerin dışında kalanlar, Peygamber ve imamların ma'sum
olmadıklarını, yalan söylemesi, unutması ve hırsızlık etmesi mümkün olanların
peygamber olabileceklerini de caiz görmüşlerdir.”
Ey
Râfizî!
Cumhurun
şunu ve şunu peygamberlere caiz görmüştür diye iddia ettiğin şey cumhura
yaptığın bir iftiradır. Aksine cumhur peygamberlerin risaleti tebliğ etmede
ma'sum olduklarını ve onlara itaat etmenin vacip olduğunu ittifakla kabul
etmişlerdir. Ancak haricîler bundan müstesnadırlar.
Yine
cumhur peygamberlerin küçük günahları (zelle) işlemeleri câiz olduğunu fakat
bunda israr etmediklerini söylüyorlar. Ama imamların ma'sumiyet meselesine
gelince râfizînin dediği doğrudur. Yani İmamîler ve İsmâilîlerden başka hiçbir
kimse imamların ma'sum olduğunu söylememiştir.
Ey
râfizî!
Delilsiz sözlerden vazgeç!
Râfizîler:
Maslahata
binaen Allah (c.c.) âlemi ma'sum olan bir imamdan hâli kılmaz, diyorlar.
Halbuki şu kayıp olan imam Muntazar'da âlem için hiçbir maslahat yoktur. İster
bizce ölü
(Yani doğmadan ölmüştür. Çünkü doğmamış ki.. ), imamîlere göre de hayatta kabul
edilsin. Aynı şekilde Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) da hâsıl olan
maslahat diğer imamlarda asla hasıl olmamıştır.
Ondan
başka, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'dan sonra Ali'nin (r.a.)
dışında oniki imamdan hiçbirisinin gözle görülür bir gücü olmamıştır.
Kesinlikle biliniyor ki ilk üç halife devrinde müslümanların durumu Ali (r.a.)
zamanında vuku bulan fitne esnasındaki durumlarından daha iyi idi. Allah
(c.c.)'da çekişme halinde bulunduğumuz takdirde işi Allah ve Resulüne havale
etmemizi emretmiştir. Eğer insanlar arasında Rasulullah'tan başka ma'sum birisi
olsaydı, Allah (c.c.) işin o kişiye havale edilmesini emredecekti.
Buharî ve
Müslim'de rivayet edildiğine göre Ebu Zer (r.a.), Rasulullah'ı kasdederek şöyle
demiştir:
“Benim dostum, halifeyi dinleyip itaat etmemi bana vasiyet etti.
Halife Habeşi bir köle olup burnu kesik olsa da.”
Müslimde
rivayet edilen ve Ümm-ü Husayn'ın veda haccında işittiği bir hadiste de
Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyorlar:
“Üzerinize siyah ve burnu kesik bir köle halife olsa dahi Allah'ın kitabıyla hükmettikten sonra O'nu dinleyin ve itaatta bulununuz.”
(Müslim İmaret: 8,
Hacc: 194 )
Buharî'de
de Enes (r.a.)'in rivayet ettiği benzer bir hadis vardır.
İmamiler
ve bazıları, İmam'ın; temsilcilerinden ma'sum olup olmadıklarını ve gene
imamın, temsilcilerinin hatasız olup olmadıklarını bilmemesinin caiz olduğunu
kabul etmişlerdir. Delil olarak da Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'ın
Velid b. Ukbe'yi temsilci olarak gönderdiği kavme savaş açmasını ve Onun bu
durumu Rasulullah'a bildirmesini gösteriyorlar. Ali'nin (r.a.) bir çok
temsilcileri de Ona ihanet etmiş ve Onu bırakarak kaçmışlardır. Binaenaleyh
imamların ma'sumiyetini şart koşmak mümkün olmadığı gibi, bu durum, ne
emredilmiş bir şeydir, ne de maslahatı celbedicidir.
|