Râfizî:
“Ca'fer b. Muhammed, İmamîyye
fıkhını, İslâm kültür ve akaidini yaymıştır” diyor.
Halbuki
bu söz, Ca'fer b. Muhammed'in, ya kendisinden öncekilerinin bilmediklerini
uydurduğunu veya ondan öncekilerinin tebliğde kusur ettiklerini gerektirir. Ama
doğrusu büyük âfet, yalancıların Ca'fer'e isnad ettikleri yalanlardan
kaynaklanmaktadır. Hatta ebced hesabı, neseb, sinirsel bozukluklar ve
yıldızname ilmini ona nisbet etmişlerdir.
Bir
kısım insanlar da İhvan-ı Safâ'ya aid risalelerin Ca'ferden alındığını iddia
etmişlerdir. Halbuki bu risaleler, ondan iki yüz sene sonra kurulmuş olup ve
Mısır'a hakim olan Bâtinî devleti zamanında te'lif edilmişlerdir. İhvân-ı Safa,
şeriatın taraftarı olarak meydana çıkmış ve şeriatın batınî yönü olduğunu iddia
etmişlerdir. Oysa ki asıl iddiaları felsefedir. İşte bunların risaleleri bu
fikir üzerine kurulmuştur. Risalelerinde hıristiyanların Şam'ı nasıl işgal
ettiklerini anlatmışlardır.
Musa
b. Ca'fer
hakkında da Ebu Hatim: Müslüman imamlarından bir imamdır, demiştir. İbn-i
Sa'd ise, Musa'nın çokça rivayetleri olmadığını söylemiştir.
Musa
b. Ca'fer'den
sonra gelen imamlara gelince, iddia edildiği kadar onlardan ilim alınmış
değildir. Fetvaları da yoktur. Ama sahip oldukları bir çok faziletleri ve
güzellikleri vardır. Bişr el-Hâfî'nin Musa b. Ca'fer vasıtasıyla
tevbe ettiği zikredilmekte ise de, bu iddia işin iç yüzünü bilmeyenlere aittir.
Çünkü Harun Reşid, Musa'yı Bağdad'a getirterek Onu hapsetmiştir.
|