Râfizî
şöyle diyor:
“Ebubekr'in
rivayet ettiği ve “Biz Peygamberler topluluğu,
miras bırakmayız, ne bırakırsak sadakadır” mealindeki hadîs, sahih
olsaydı, Abbas (r.a.) (Rasulullah'ın bıraktığı.) kısrak, kılıç ve sarığa sahip
çıkmak istediğinde (Ebubekir) verdiği karar ile onları Ali'ye (r.a.) bırakması
caiz olmazdı.”
Ey
Râfizî!
Ebubekir
ve Ömer'in (r.a.) bu hususta hüküm vererek onları (kısrak, kılıç, sarık) birisine terkettiklerini kim nakletmiştik?
Bu
iddia Ebubekir ve Ömer'e (r.a.) isnad edilen en açık yalanlardandır. Aksine
Ebubekir'in bu işteki gayesi terkedilen şeylerin terkedildiği şahsın yanında
kalmasını temin etmektir. Nitekim Ebubekir ve Ömer, Rasulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem)'in terekesini Ali ve Abbas'a havale ederek onları meşru
yerlerde harcamalarını kendilerine bırakmışlardır.
Râfizî
şöyle diyor:
“Ebubekir'in
tekbaşına rivayet ettiği hadis sahih olsaydı, Allah (c.c.)'ın Kur'an-ı Kerim'de
temiz kıldığını haber verdiği ehl-i beyt'in caiz olmayan birşeyi irtikab etmiş
olmaları gerekirdi.”
Ey
Râfizî!
Herşeyden
evvel Allah (c.c), bütün ehl-i beyti günahtan arındırdığını haber vermemiştir.
Böyle bir şeyi iddia etmek Allah (c.c.)'a iftira etmektir. Hatta biz Hâşim
oğullarından olup, günahlardan arınamayan çok kimseyi biliyoruz. Hassaten
râfizîlerin indinde bu böyledir. Çünkü râfizîlerin indinde Haşim oğullarından
olup Ebubekir ve Ömer'i seven kimse günahlardan arınmış değildir. Binaenaleyh
Allah (c.c), ehl-i beytin tümünü günahlardan arındırmış değildir. Çünkü Allah
(c.c.) şöyle buyuruyor:
“Ey
Peygamberin ev halkı! Şüphesiz Allah sizden kusuru giderip sizi tertemiz yapmak
ister.” (Ahzab: 33/33)
Daha
önce bu tertemiz kılma ameliyesinin şu âyet-i kerimenin mânâsına muvafık
olduğunu açıklamıştık. Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
“Allah
sizi zorlamak istemez, Allah sizi arıtıp üzerinize olan nimetini tamamlamak
ister ki şükredesiniz.”
(Maide: 5/6),
“Allah
size açıklamak ve sizden öncekilerin yollarını göstermek ve tevbenizi kabul
etmek ister. Allah Bilen'dir, Hakîm'dir.”
(Nisa: 4/26)
Bütün
bunlardan anlaşılıyor ki;
Allah
(c.c), bunu seviyor, istiyor ve emrediyor. Kim Allah (c.c.)'ın emrettiği
doğrultuda hareket ederse Allah (c.c.)'ın sevdiğine nail olur. Aksi halde nail
olmaz. Bu konuyu başka yerlerde daha geniş bir şekilde ele almıştık.
Bu âyetler
aynı zamanda, kaderi inkar eden râfizîleri ilzam ediyor. Çünkü râfizîlere göre
Allah (c.c.)'ın “iradesi” “emir” mânâsındadır. Yani istediğini yapar
mânâsında değildir.
Gerçek olan şu ki Allah (c.c.)’ın, bir kişiyi tertemiz
kılmak istemesi, o kişinin temizlendiğini gerektirmez. Dilerse onu temiz kılar,
dilerse kılmaz. Kaderi inkar eden râfizîlere göre ise, Allah (c.c.)'ın birini
temiz kılmasına gücü yetmez.
|