Râfizî
şöyle diyor:
“Talha
ve Zübeyr, Ali'ye (r.a.) karşı savaşmakta Âişe (r.a.) ile beraber olmayı nasıl
caiz gördüler? Ne yüzle Rasulullah'ın huzuruna çıkacaklar? Halbuki birisi bir
başkasının hanımıyla konuşur veya Onu evinden çıkarır veya onunla beraber
sefere çıkarsa, insanlar arasında o kişi, kadının kocasının en azılı düşmanı
olur.”
Ey
Râfizî!
Bu
iddia da râfizîlerin sözlerinde mütenâkız ve câhil olduklarını gösteriyor.
Bunlar, bu iddialarıyla Talha ve Zübeyr'i ta'nederken Aişe'yi (r.a.) yüceltiyorlar.
Bunlar bu sözleriyle Talha ve Zübeyr'i zemmederken aynı zemmin Ali'ye (r.a.) müteveccih olduğunu
idrak edemiyorlar. Zira Talha ve Zübeyr Âişe'yi (r.a.) yüceltmişler,
Onun tarafını tutmuşlar, emrine boyun eğmişlerdi. Onlar ve Âişe (r.a.) kötülüğe
destek olma hususunda bütün insanlardan daha çok uzaktırlar. Eğer râfizî için:
“Talha
ve Zübeyr hangi yüzle Rasulullah'ın huzuruna çıkacaklardır? Halbuki birisi bir
başkasının hanımıyla konuşur veya onu evinden çıkarır veya onunla beraber
sefere çıkarsa, insanlar arasında o kişi kadının kocasının en azılı düşmanı
olur.” demek caiz ise, Nâsibî de:
“Rasulullah'ın
hanımına karşı savaşan, askerlerini ona hücum ettiren, Onun devesini öldüren ve
kendisini de hevdec (devenin üstünde kurulan portatif çadır) inden düşüren...
kimse ne yüzle Rasulullah'ın huzuruna çıkacaktır?” diyecektir.
Tabiî ki, Aişe'nin
(r.a.) başına getirilen bu felâket O'nu evinden çıkarmaktan daha
büyük bir felâkettir. Kaldı ki, Aişe (r.a.) Mübeccel ve muazzam validemizdir.
İzni olmadan hiç kimse O'na yanaşamaz. Ne Talha, ne Zübeyr ve ne de Onlardan
başkası olan yabancılar O'nu taşımamışlardır. Aksine orduda Abdullah b. Zübeyr
gibi -kız kardeşinin oğlu idi- mahremi olanlar vardı. Kitap, sünnet ve icmâ'
ile Abdullah b. Zübeyr Aişe'nin (r.a.) mahremidir. Onunla başbaşa kalması da
caizdir. Kadının mahremleriyle sefere çıkması da Kitap, sünnet ve İcma ile
caizdir.
Aişe (r.a.) hiçbir zaman mahremi olmayanlarla sefere çıkmamıştır. Ona
karşı savaşan askerler devesini düşürünce eğer askerler arasında kardeşi
Muhammed b. Ebubekir olmasaydı yabancılar Aişe'nin (r.a.) hevdecine el
uzatacaklardı. Hatta Aişe (r.a.) kendisine uzatılan bu eli görünce Ona beddua
ederek şöyle demiştir:
“Bu
kimin elidir? Allah O'nu yaksın!” Bunun üzerine Muhammed b. Ebubekir:
“Olsun
kız kardeşim. Hem de âhiretten önce dünyada yansın!” dedi. Aişe (r.a.), de:
“Evet
âhiretten önce dünyada yansın.” dedi. Nitekim Mısır'da ateşle yakılmıştır.
|