Râfizî
şöyle diyor:
“Ehl-i
Sünnet kıyas sebebiyle bazı çirkin şeyleri mubah kılmışlardır. Bu çirkin şeyler
şunlardır:
Zinadan
doğan kız nikah edilebilir. Haram olduğunu bilmesine rağmen annesini ve
kızkardeşini nikahlayan hadd cezasına çarptırılmaz. Livata yapan öldürülmez.
Nebîz mubahtır ve şarab cinsinden olmasına rağmen onunla abdest alınır. Köpek
derisiyle namaz caizdir. Kuru pislik üzerine namaz caizdir. Gasp mubahtır.
Çünkü biri bir değirmene girer oradaki buğdayı öğütürse o buğday onun olur.
Buğday sahibi gelir davacı olursa zâlim olur. Kavga eder, hırsızı öldürürse
hırsız şehid olur. Şâhidleri tekzib ettiği taktirde zâniye hadd vaciptir.
Onları tasdik ettiği takdirde de hadden muaftır. Köpeği yemek mubahtır.
Kölelerle livata mubahtır. Lehviyat mubahtır.”
Ey
Râfizî!
Bu
saydığın bütün meselelerde ehl-i sünnetin cumhuru, bunların hilafına
hükmetmişlerdir. Kaldı ki, siz ey râfizîler! Sizde bu meselelerin kat katı
vardır. Cuma ve cemaatı terketmek, camileri bırakarak mezarları imar etmek...
Hatta
büyük âliminiz El-Müfîd “Menâsiku Hacci'l Meşahid” (Türbeleri
haccetmenin menâsiki) adlı bir kitap te'lif etmiştir.
- Akşam
namazını yatsıya te'hir etmek,
- ehl-i
kitabın kestikleri ile bir balık çeşidini haram kılmak,
- Mirasın
tümünü kıza verip amcayı terketmek,
- Mut'a
nikâhını helâl kılmak.
- Talakın
yazı ile vuku bulmadığını ve talakta şâhidlerin şart olduğunu iddia etmek gibi.
Bir
kişinin zinadan doğan kız çocuğunu nikâh edebileceği ile ilgili görüş yalnız İmam-ı
Şafiî (r.a.)'ye aittir.
Ahmed
b. Hanbel
(r.a.) ise bu işi yapanın katline kail olmuştur. Mahrem olanları nikahlama
meselesinde ise Ebu Hanife (r.a.) akdin mevcudiyetinden dolayı hadleri
şüphelerle defetme noktasından hareket ederek bu işi yapanların cezaya
çarptırılmamaları gerekir demiştir.
Livatacılık
yapanlar meselesine gelince, selefin çoğu bu gibi kimselerin öldürülmesine kail
olmuşlardır. Bir görüşe göre bu hususta Ashabın icma'ı vardır. Bu da Mâlik (r.a.)'in
mezhebi ile Ahmed (r.a.)den asab olan bir rivayet ve İmam-ı Şafiî
(r.a.)'nin bir görüşüdür. Bazıları da:
Livatacılık
yapan zânidir demişlerdir. Ebu Yusuf ve Muhammed de bu görüştedirler. Bu
gibi kimselerden haddin düşmesi yalnız Ebu Hanife'ye ait bir ictihaddır.
Sonra
Ey Râfizî!
Sen biraz önce kıyası inkâr ediyordun. Şimdi ise Ebu Hanife (r.a.)'ye
karşı onu delil olarak ileri sürerek nebizden bahsederken:
“Sarhoş
etmede şarap gibidir” diyorsun. Neden nass ile O'na karşı gelip: “Her
sarhoş edici şey şaraptır, her şarap da haramdır” demedin?
Tabaklanmış
köpek derisine gelince bir gurup âlim:
“Tabaklanan her deri, temizlenmiştir” mealindeki hadisin umumî mânâsını
nazar-ı dikkate alarak köpek derisini temiz görmüşlerdir. Haram olduğuna dair
delil getir, denilecek olursa bakıp duracaksın. Gasp hırsızdan bahsederek ifade
etmek istediğin hüküm ise yalandır. Ama kavga ederlerse hâkimin huzuruna
çıkartılırlar.
|