Râfizî
şöyle diyor:
“Rasûlullah
(sallallahu aleyhi ve sellem) birgün oğlu İbrahim dizinde iken Hüseyin'in elini
tuttu. Bunun üzerine Cibril indi ve:
Allah
(c.c.) her ikisini sana bırakacak değildir. İkisinden birisini tercih et, dedi.
Bunun üzerine Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
Hüseyin
öldüğünde Ben, Ali ve Fatıma ağlayacağız. Fakat İbrahim ölürse yalnız ben
ağlayacağım. Onun için İbrahim'in ölümünü istiyorum, buyurdu. İbrahim de üç gün
sonra vefat etti.”
Ey
Râfizî!
Bu
iddianın senedi bilinmemektedir. Aksine bu iddia bozuk bir yalan ve câhillerin
uydurmalarındandır. Allah (c.c.)'ın, İbrahim ile Hüseyni bir araya getirmesi,
Hasan ile Hüseyni bir araya getirmesinden büyük bir olay değildir.
Râfizî, daha sonra Rasûlullah'ın Ali b.
Hüseyne “Zeynülâbidin” lakabını verdiğini zikrediyor ki bunun aslı
yoktur. Onu “Ebu Ca'fer” lâkabı ile zikretmesi ve zamanının en âlimi
olduğunu söylediğini iddia etmesi de mücerred bir propagandadır. Zührî, Ali
b. Hüseyn'in zamanında yaşamış ve âlimler Onu Ali b. Hüseyin'den
daha âlim kabul etmişlerdir.
Rasûlullah
(sallallahu aleyhi ve sellem)'in, Ali b. Hüseyin'e “El-Bâkır” lâkabını
verdiğini iddia etmek de yalandır.
Yine
Câbir'in, Ali b. Hüseyin'e Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)den selam
tebliğ etmesi hadisi de, hadis âlimlerince mevzudur.
|