بســـم الله الرحمن الرحيم

 

3.10.18

 

Râfizî şöyle diyor:

“Ashab, kendilerine karmaşık gelen meselelerde Ali'ye müracaat etmişlerdir. Ömer, bir çok meselenin hükmünü Ona havale ederek, Ali olmasaydı Ömer helak olacaktı, demiştir.”

Ey Râfizî!

Ashab-ı Kiram dinî bir mevzuda Ali'ye (r.a.) müracaat etmemişlerdir. Ancak Ömer (r.a.), soru sormaya gelenlere cevap vermek üzere Ali, Osman, İbn-i Mesud, Zeyd b. Sabit, Ebu Musa ve emsalleriyle istişarede bulunduğu doğrudur.

Hatta İbn-i Abbas yaşça küçük olmasına rağmen, ashab-ı Kiram ile beraber istişare meclisine giriyordu. Sonra istişare Allah (c.c.)'ın emrettiği hususlardandır. Âyet-i Kerimede şöyle buyuruyor:

“İşleri de hep aralarında şûra iledir” (Şûra: 42/38).

Şûraya başvurduğu içindir ki, Ömer'in (r.a.) görüşü, hüküm ve siyaseti en isabetli işlerden idi.

İbn-i Abbas Ali (r.a.)'den sonra ve ondan daha fazla yaşadığı için bir çok müşkül meseleyi halletmiştir. Gerçekten de insanlar, Onun ilmine muhtaç olmuşlardır. Ömer (r.a.), daha âlim olmasına rağmen etrafındakilerle istişarede bulunuyordu.

“Ali olmasaydı, Ömer helak olurdu” şeklindeki iddiaya gelince:

Ömer (r.a.) -doğru ise- bu sözü bir tek mesele esnasında söylemiştir. Kaldı ki, Ömer (r.a.) bu gibi sözleri Ali (r.a.)'den çok daha gerilerde gelen kişilere de söylemiştir. Hatta mehir konusunda kendisine itiraz eden bir kadına:

“Ömer yanıldı, kadın isabet etti” demiştir.

 

İÇİNDEKİLER

Üçüncü Bölüm

3.10