Râfizî
şöyle diyor:
“Nâdir oğulları
savaşında Ali, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in
çadırını oka tutan okçuyu bir okla öldürmüştür. Akabinde de on kişi daha
öldürdükten sonra geri kalanlar kaçmışlardır.”
Ey
Râfizî!
Bu
da açık bir yalandır.
Nadîr oğulları, haklarında “Haşr” sûresinin nazil
olduğu yahudilerdir. Bunların kıssası Uhud muharebesinden öncedir. Müslümanlar,
andlaşmalarını bozdukları için Nâdir oğullarını muhasara etmişler ve
hurmalıklarını kesmişlerdi. Onlar da kalelerinden çıkamadıkları için yenilgiyi
kabul etmişlerdir. Daha sonra yerlerini terketmek şartıyla Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile
barışı
kabul
ettiler. Rasulullah da onları yurtlarından çıkarttı.
Ey
Râfizî!
Haşr
sûresini okuyup düşünmedin mi? Nadîr oğulları yurtlarını terlettiklerinde de
silahtan başka develerinin taşıyabildiği kadar beraberlerinde eşya götürdüler.
Hatta elleriyle evlerini yıkarak, kapı pervazlarını da götürdüler. Yerlerini
terkeden bu yahudiler Hayber ve Şam'a gittiler.
|