Râfizî
şöyle diyor:
“Rasulullah,
Hüneyn muharebesi için onbin kişilik bir ordu ile yola çıkmıştı. Ebubekir'in
gözü orduya isabet etti ve
bu kadar çok olan bir ordu hiçbir zaman mağlub
olmayacaktır, dedi. Fakat müslümanlar hezimete uğradılar. Rasulullah'ın (sallallahu
aleyhi ve sellem)
beraberinde Hâşim oğullarından dokuz kişi ve İbn-î Ümm-i Eymen'den başka kimse
kalmamıştır. O gün Ali Rasulullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) etrafında çarpışmış ve müşriklerden
kırk kişi öldürmesi üzerine yenilgiye uğramışlardır.”
Ey
Râfizî!
Bu iddian da
yalandır.
İşte Hadis, Tefsir
ve Siyer kitapları meydandadır.
Hiç
birisi, Ebubekir'in (r.a) gözü orduya isabet ettiğini kaydetmiş değildir.
Ordunun durumuyla ilgili olarak müslümanlardan birisinin söylediği söz “Bu
ordu kalabalık olduğu için bundan sonra mağlub olmayacak” şeklinde değil de
“Bu ordu az olduğu için mağlub olmayacaktır” şeklindedir.
“Rasulullah'ın
(sallallahu aleyhi ve sellem)
beraberinde yalnız dokuz kişi kalmıştı” şeklindeki haberin de batıldır.
İbn-i
İshak, o gün Rasulullah ile beraber Muhacir, Ensar ve ehl-i beytten bir
topluluğun kaldığını, ifade ediyor. Ebubekir, Ömer, Ali, Abbas, Harisin
oğulları Ebu Sufyan ve Rabîa, Üsame ve Eymen,
Rasulullah ile birlikte düşmana karşı savaşarak Ondan ayrılmamışlardır.
“Ali
(r.a.), Rasulullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) etrafında kırk kişi öldürdü” şeklindeki iddian da yalandır.
Sözüne
güvenilir hiç kimse bu sözü dile getirmiş değildir. Bera' (r.a.), rivayet
ettiği sahih hadiste Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in katırından
inerek Allah (c.c.)'a dua ettiğini, Ondan yardım dilediğini ve:
“Ben Peygamberim, bunda yalan yoktur. Ben Abdülmuttalib
oğullarındanım. Allah'ım! Yardımını gönder” deyip, yalvardığını beyan ediyor.
Bera' (r.a.):
Savaş
kızıştığında Rasulullah'a (sallallahu aleyhi ve sellem) sığınırdık. İçimizde Rasulullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) yanında
savaşabilen kimse cesur kabul edilirdi, diyor. Müslim'de rivayet edilen bir
hadiste Seleme b. el-Ekva' şöyle diyor:
“Düşman
Rasulullah'ı kuşatınca binitinden inerek bir avuç toprak aldı ve onu düşmana
doğru saçarak:
“Gözler kör olsun!” buyurdular.
Düşmandan
hiç birisi kalmadı ki Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), bir avuç toprakla gözlerini doldurmuş
olmasın. Neticede geri dönüp kaçtılar.
|