Râfizî
şöyle diyor:
“Ali, duası kabul edilen bir zat idi. Bişr b. Ertât'ın aklî muvazenesini
kaybetmesi için beddua etti. Gerçekten kafası bozuldu. Ayzâr'ın kör olması için
bedduada bulundu. Nihayet kör oldu. Bir şehadeti ketmedince Enes'in alaca
hastalığına yakalanması için beddua etti de Enes, bu hastalığa yakalandı. Zeyd
b. Erkam'a da beddua etti, nihayet a'ma oldu.”
Râfizî'nin
bu iddiasına karşı da şöyle diyoruz:
Duanın
kabul edilmesi nimeti diğer ashab ve sâlih zatlar için de mevcuttur. Ama hiçbir
zaman Ali (r.a.) hakkında da aynı nimetin mevcud olduğu inkâr edilemez. Sa'd b.
Ebi Vakkas'ın kabul edilmeyen bir duası yoktu. Çünkü Rasulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem) Onun için:
“Allah'ım atışını isabetli, duasını müstecap kıl” şeklinde dua etmişti.
(Müslim Birr: 7)
Bera'
b. Malik de
Allah (c.c.)'a kasem ettiğinde Allah, Onun kasemini yerine getirirdi. Buhari'de
rivayet edildiği gibi Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyor:
“Allah'ın kullarından
öyle kişi vardır ki, O, Allah'a yemin etse, muhakkak Allah Onun yeminini yerine
getirir.”
İşte
Bera' bunlardan biridir. Bera' aynı zamanda yüze yakın mübarezede
bulunmuştur.
El-Alâ'
b. el-Hadramî,
Rasulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem) ve Ebubekir (r.a.) zamanında Bahreyn valiliğini yapmış ve duasının makbul
oluşu ile meşhurdur.
|