Râfizî
:
“Ey iman edenler!
(Fakirler faydalansın, peygambere hürmet olsun diye)
siz peygambere mahrem bir şey arz edip konuşmak istediğiniz zaman, (bu)
konuşmanızdan önce bir sadaka verin...” (Mücadele:
58/12) ayetin mealini zikrettikten sonra Ali'nin (r.a.):
“Benden
başka bu ayetle kimse amel etmemiştir” sözünü naklediyor.
Evet
bunun da cevabı şudur:
Müslümanlara verilen sadaka verme emri, vacib
değildir ki onu terketmekle âsi olsunlar. Üstelik sadaka verme emri, Rasulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem) ile mahrem konuşmak isteyenlere verilmiştir. O
esnada da Ali'den (r.a.) başka kimsenin mahrem konuşmak istemediğini ve bunun
için Ali'nin (r.a.) sadaka verdiği anlaşılmış oldu. Bu durum hacc-ı temettü' yapmak
isteyen fakat meşru bir sebepten dolayı haccını tamamlayamayan kimseye hedy'in,
meşru bir sebepten dolayı ihramda iken saçını kesene fidyenin, yeminini bozana
keffaretin vacib olması gibidir. Sonra
mahrem konuşurken sadaka verme emri devam etmemiştir.
Bu da Ali'ye (r.a.) dek gelmiştir ki, iki dirhem veya miktarınca tasadduk
etmiştir.
Halbuki Ebu Bekir es-Sıddık (r.a.) bütün malını defaten tasadduk ettikten sonra
Rasulullah'a (sallallahu aleyhi ve sellem) geldiğinde Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) O'na Ehline ne
bıraktın? diye sorması üzerine, Ebu Bekir (r.a.), Allah ve Rasulünü bıraktım
cevabını vermiştir.
|