Râfizî
şöyle diyor:
“Ali'nin (r.a.) üstünlüğünü isbat eden deliller, den biri de şudur:
Ahmed
b. Hanbel'in
rivayet ettiğine göre Enes (r.a.) Selman-i Farisi'ye:
Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'den
sor bakayım yerine vâsi olarak kimi tayin etti? Selman sordu. O da Selman'a:
Musa'nın
vâsisi kimdi? diye sorması üzerine, Selman, Yuşa' (a.s.) dır, dedi. Rasulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem) o zaman şöyle buyurdu:
“Benim vasim ve vârisim Ali'dir.” (Şiî olan El-Mekânî
“Tenkihu'l-Mekal” adlı eserinin 2/184 sahifesinde yine şiîlerin cerh ve
ta'dil âlimlerinden Muhammed b. Ömer El-Keşî'den rivayet ederek diyor
ki: Ali (r.a.)ye vasilik lâkabını veren yahudi asıllı Abdullah b. Sebe'dir.
Bu adam yahudi iken Musa'nın vârisi Yuşa olduğunu müslüman olduktan sonra da
aynı şeyi Ali (r.a.) hakkında iddia etmiştir. )
Binaenaleyh
onun her zikrettiğini sahih olması şart değildir. Sonra yalan ve uydurmadır. Ahmed
b. Hanbel'in müsnedinde böyle bir şey yoktur. Üstelik Ahmed b. Hanbel
başta Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali
(r.a.) olmak üzere sahabenin
faziletleri hakkında bir kitab te'lif etmiştir. Bu eserinde sahabenin
faziletleri ile ilgili olarak rivayet edilen zaif ve sahih hadisleri bilinsin
diye zikretmiştir. Binaenaleyh onun her zikrettiğinin sahih olması şart değildir.
Sonra onun bu eserinde oğlu Abdullah'ın Ahmed b. Ca'fer b. Ham'dan el-Katîî'nin
üstadlarından rivayet ettikleri ziyadeler vardır. El-Katî'nin ziyade ettikleri
rivayetlerinin çoğu yalandır. Bazıları ileride zikredilecektir.
(Bağdad civarında
Abbasi halifelerinin âlim ve zâhidlere tahsis ettikleri boş toprak parçalan
vardı. Bunlara “Kıt'a'“ deniliyordu. Bu toprakları alana da “El-Katiî”
lâkabı verilirdi. İşte Sahabîlerin faziletleriyle ilgili olarak Ahmed b.
Hanbelin kitabına yapılan zaif ziyadeliklerin sahibi Ahmed b. Cafer b.
Hamdan el-Katiiye (273-368) aittir. Bu kişi Bağdad civarındaki Dakik adlı
Katia (toprak parçası) da oturuyordu. Buna izafeten kendisine “El-Katîî”
denilmiştir. )
El-Katîî'nin şeyhleri Ahmed'in
(r.a.) tabakatında bulunan zatlardan rivayet ettikleri için bu câhil rafizîler bu
tabakatta bir hadis gördüler mi bunun Ahmed (r.a.) tarafından rivayet
edildiğini zannederler. Halbuki kendisinden değildir. Bu ancak EI-Katîi ve
üstadlarının bir iddiasıdır. Bunun gibi Müsned'de de Ahmed b. Hanbel'in oğlu
Abdullah tarafından özellikle Ali'nin (r.a.) müsnedinde bir çok ziyadelikler
konulmuştur.
(Hafız İbn-i Kesir; İbnu's-Salâh'ın “Ulûmul hadis”
adlı mukaddimesini özetlerken şöyle diyor: El-Hafız El-Medînî'nin Müsned
hakkında “O sahihdir” demesi zaif bir sözdür. Çünkü müsnedde zaif belki
mevzu hadisler de vardır. Merv, Askalan v.b. şehirler hakkında da söylenen ve
Hafız El-Medînî'nin tenbih ettiği bazı hadisler gibi. )
Yukarıdaki
hadis de yalancıların
uydurmalarındandır. Vallahi Ahmed bu hadisten bahsetmemişti.
İşte Ahmed
b. Hanbel'in Müsned'i ve sahabe hakkında te'lif ettiği kitabı ortadadır.
|