Râfizînin
“Ebubekir Kelâle'nin hükmünü
bilmiyordu” iddiasına gelince;
Buna
da şu cevap verilir:
Aslında Ebubekir'in
(r.a.) bu konudaki bilgisi onun derin bilgisine işaret ediyor. Çünkü
O'nun Kelâle hakkındaki görüşünü Cumhur-u Ulemâ kabul etmiş ve onunla amel
etmişlerdir. Kelâle de, çocuğu ve babası olmayan kimse demektir.
Dede
meselesine gelince, bu Ömer'in (r.a.) hükmüdür.
Ebubekir'in (r.a.) dedeyi baba yerine saydırdığı
görüşünde ihtilaf olmamıştır. On kişiden fazla sahabî, Ebu Hanife'nin
mezhebi ve bir kısım Şafiî ve Hanbelî fukahasının görüşleri de bu
istikamettedir. Bu görüş, delillerinin sağlamlığı bakımından en isabetli
görüştür. Mâlik, Şafiî ve Ahmed; Zeyd b. Sabit'in görüşündedirler. Ama
Ali'nin (r.a.) dede hakkındaki görüşüne fakihler yanaşmamışlardır. Fakihler, uzak
dedenin amcalardan mukaddem olduğu görüşünde ittifak edince, elbetteki yakın
dede kardeşlerden mukaddem olacağı ortaya çıkmış olur. Kardeşlerin mirasta
dedeye ortak olduğunu söyleyenlerin görüşleri de kendi aralarında mütenâkızdır.
|