Râfizî
şöyle diyor:
“Ömer
doğumundan henüz altı ay geçmiş olan kadının recmedilmesi için emretmiştir.
Bunun üzerine Ali O'na: Kadın isterse Allah (c.c.)'ın kitabıyla sana davacı olur,
diyerek şu âyetleri okudu:
“Onun
(ana
karnında) taşınması ile sütten kesilme müddeti otuz aydır.” (Ahkâf: 46/15),
“Anneler
çocuklarını tam iki yıl emzirsinler.”
(Bakara: 2/233)
Ey
Râfizî!
Herşeyden evvel Ömer (r.a.) ashab ile istişare ediyordu. Allah (c.c) da
istişareden dolayı mü'minleri medhederek:
“İşleri
de hep aralarında danışıklıdır.” (Şûra: 42/33) buyurmuştur.
Kocası,
efendisi olmayan veya şüpheyle münasebette bulunduğunu iddia etmeyen hamile
kadının recmedilip edilmeyeceğinde âlimler ihtilaf etmişlerdir.
İmam
Malike göre
recmedilir. Ahmed'den bir rivayet de böyledir.
Ebu
Hanife ve
Şafiî kadının zorla veya münasebet kurulmaksızın hamile kalabileceği
ihtimalini nazar-i dikkate alarak recmedilmiyeceğini söylemişlerdir.
Birincilerin
görüşü hulafaî râşidinden nakledilmiştir.
Buhari
ve Müslim'de rivayet edildiğine göre Ömer (r.a.) ömrünün son günlerinde şöyle
demiştir:
“Kesin
olarak isbat edildikten, hâmilelik veya bizzat itiraf vuku bulduktan sonra
zâniyi recmetmek haktır.”
İçki
içenin kusması halinde haddelip edilmiyeceği hususunda da âlimler ihtilaf
etmişlerdir.
Ömer
(r.a.) nâdir olduğunu tahmin etmekle beraber kadının altı aydan önce
doğurabileceğini zannetmiş olabilir. Dört yıl veya yedi yıl hâmile kalanların
çok nadir olduğu gibi. Bu gibilerin haddedilmesi hususunda âlimlerin ihtilafı
vardır.
|