Râfizî
şöyle diyor:
“Müslümanlar
arasındaki ihtilaflardan biri de zekatı vermeyenlerle savaş konusundadır.
Ebubekir Onlara karşı savaştı. Ömer de hilafeti esnasında ictihad edip
cariyeleri ve malları sahiplerine iade ederek, hapsedilenleri de serbest bırakmıştır.”
Ey
Râfizî!
Bu
iddian tamamen açık olan bir iftiradır. İddianın tam aksine Ebu Bekir ve
Ömer (r.a.) zekatı vermekten çekinenlere karşı savaş etmede ittifak etmişlerdir. Bunu yaparken'de Rasulullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) şu hadisine dayanmışlardır. Buhari ve Müslim'de
rivayet edilen mezkûr hadiste Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle
buyururlar:
“İnsanlara karşı, Allah'dan başka ibadete layık ilah olmadığına
ve benim Allah'ın Peygamberi olduğuma şehadet edinceye kadar savaşmam bana
emredildi. Bunu kabul ettikleri takdirde canlarını ve mallarını benden
kurtarırlar, ancak bunların hakkı kendilerinden istenir ve Allah tarafından
muhasebe edilirler.” (Buhari İtisam: 2,
İstitabe: 2, Müslim İman: 8, Tirmizi İman: 1, Nesai: Cihad: 1, Ebu Davud Cihad:
104, İbn Mace Fiten: 1).
Ebubekirde, (r.a.) zekat kelime-i şehadetin haklarındadır, diyerek diğer ashabın
muvafakatı ile zekatı vermeyenlere karşı savaş ilan etmiştir. Zekatı
vermeyenler de savaştan sonra onu vermeyi kabul etmişlerdir. Hiçbir zaman
Ebubekir (r.a.) bunların çocuk ve kadınlarını esir etmemiş ve onlardan hiçbirisini de
hapsetmemiştir. Ebubekir (r.a.) zamanında Medine'de hapishane bile yoktu. Nasıl olur
da Ebubekir (r.a.) vefat ederken onlar hapishanede kalırlar?
|