Râfizî
şöyle diyor:
“Allah
(c.c.), ma'sum birini ta'yin etmeye
muktedirdir. Buna ihtiyaç olduğu gibi zararı da yoktur. Şu halde böyle
bir ma'sumun tayini vaciptir.
Ali'den başkası ma'sum olmadığına göre İmam Ali olmuş oldu.”
Ey
Râfizî!
Bütün
bu iddialar, geçmiş iddialarının tekrarıdır. Daha önce söylediğimiz gibi icma'
sizce hüccet ise Ali'nin (r.a.) masumiyetine yeterlidir. Hüccet değilse icmanın
Ali'nin (r.a.) ma'sumiyetine delalet etmesi hükümsüzdür. Ümmetin ma'sum imam ile
beraber olan mevcudiyetinin daha kâmil olduğunu iddia ediyorsan, şüphesiz ki,
Onun ma'sum vekilleri ile olan mevcudiyeti daha iyidir. Ama ümmetin bütün
fertlerinin ma'sum olması da elbette ki her iki halden de kat kat üstündür.
Buna rağmen böyle birşey Allah (c.c.) için vacip değildir.
Ey
Râfizî!
“Ma'sum
imam olmasa mü'minler cehenneme girer, dünyada da şiddetli belâlara mübtelâ
olurlar” diye iddia edersen sana şöyle diyeceğiz:
Bırak
senin dediğin olsun. Peki, neden belânın defi vaciptir diyordun? Bilindiği gibi
hastalıklar, kederler mevcuttur. Pahalılık, açlık ve musibetler çoktur. Mazluma
isabet eden bu zarardan daha büyük zarar yoktur. İnsanlar da, sıhhat, kuvvet ve
refaha şiddetle muhtaçtır. Senin bâtıl prensibine göre de Allah birini mü'min
veya kâfir yaratamayacağına göre nasıl bir ma'sumu yaratabilir?
Bütün
bu meseleler daha önce anlatılırken sizin çelişkili iddialarınız ortaya
çıkmıştı. Bir yandan ma'sum imamın yaratılmasını Allah için vacip olduğunu
söylerken diğer bir yandan da, Onun insanı ma'sum (Burada Ma'sum kelimesi,
günahı sevaptan, sevabı günahtan ayıran kimse manasında kullanılmıştır)
yaratamayacağını iddia ediyorsunuz.
Ayrıca
Râfizîye şu soruyu sormak istiyoruz:
“Kendisine
ihtiyaç duyulan kimse, maslahatları yapabilen ve kötülükleri izale edebilen
güçte birisi mi olmalı? Yoksa bunları gerçekleştirmekten âciz de olsa ma'sum
birisi mi olmalıdır?
Tabiî
ki ikincisi mümkün olamaz. Çünkü âcizin hiç bir faydası yoktur. Bilakis
iyiliklerin yapılması ve kötülüklerin defedilmesinde kudret şarttır.
Birincisi
zaten mevcut değildir. Varsa bunları yapmıyor. Yapabildiği halde yapmıyorsa, ya
âcizdir veya âsîdir.
|