Râfizî
şöyle diyor:
“Ali'nin imametine delalet eden onikinci delil şu ayet-i kerimedir:
“Rahman,
iman etmiş ve salih amel işlemekte olan kimseler için çok yakında kalblerde
mutlaka bir sevgi doğuracaktır.”
(Meryem: 19/96)
Ebu
Nu'aym, kendi isnadıyla İbn-i Abbas'ın şöyle dediğini rivayet ediyor:
“Bu
ayet Ali hakkında nazil olmuştur. “Vudd= Sevgi” ise Ali'nin mü'minlerin kalbindeki sevgisidir.” Sa'lebinin tefsirinde nakledildiğine göre,
Berâ, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu
naklediyor:
“Ey
Ali! De ki: Allah'ım! Beni indinde vâsî kıl, mü'minlerin kalbinde bana karşı
muhabbet kıl” Bunun üzerine yukarıdaki ayet indi. Bu durum ondan başkası
hakkında olmadığına göre imam Ali'dir.”
Ey
Râfizî!:
Naklettiğinin
sıhhatine dair delil getirmen şarttır. Aksi halde kuvvet derecesi tesbit
edilmemiş bir delille ortaya çıkmış olursun ki, o delilin de haliyle batıl
olur. Üstelik senin naklettiğin haber, ma'rifet ehli indinde uydurma olarak
biliniyor.
“Muhakkak iman edip salih ameller işleyenler”
mealindeki ayet-i kerimesi de umumîdir. Onunla yalnız Ali'nin (r.a.) kastedildiğini nasıl
iddia edebilirsin?
Aksine âyet başkalarını içine aldığı gibi
Ali'yide
kapsamına alır. Hasan, Hüseyin ve Fâtıma'yı da içine alır. Ayetin yalnız Ali'ye
(r.a.) mahsus olmadığı icma' ile bilinmiştir.
Hiçbir zaman Allah
(c.c.) va'dini
bozmaz. Onun için Allah (c.c.) bütün ashabın, hassaten hulafâ-i Râşidin'in ve
bunlardan da özellikle Ebubekir ve Ömer'in
(r.a.) sevgisini bütün mü'minlerin kalbine
yerleştirmiştir. Başta Ali (r.a.) olmak üzere bütün ashab-ı kiram'da özellikle
Ebu Bekir (r.a.) ve Ömer'i (r.a.) sevmişler ve onlardan hiçbirisi
Ebubekir ve Ömer'i (r.a.) sebbetmemiştir. Ama bu ashabtan bir cemaat Onu şiddetle eleştirmişlerdir. Osman
(r.a.) da aynı durumla karşı karşıya gelmiştir.
Böylece Allah (c.c.)'ın Ebubekir ve
Ömer (r.a.) için mü'minlerin kalbinde yerleştirdiği sevginin Ali'ninkine nazaran
daha büyük olduğunu öğrenmiş olduk.
|