Râfizî
şöyle diyor:
“Onbeşinci
delil şu âyettir:
“Dilesek
biz onları (Münafıkları)
sana gösteriverirdik de kendilerini bütün simaları ile
tanırdın. Fakat mutlaka sen,
onları, lâkırdılarını edasından tanırsın. Allah ise bütün yaptıklarınızı
bilir.” (Muhammed: 47/30)
Ebu
Nu'aym, Ebu Said'den rivayet ettiğine göre “Fakat mutlaka sen, onları
lâkırdılarının edasından tanırsın” mealindeki âyetin manası “Ali'ye olan
düşmanlıklarından” şeklindedir. Bu özellik Ali'den başka hiçbir sahabe için
sabit olmadığından imam Ali'dir. ”
Ey
Râfizî!:
Bu
haber de Ebu Said'e isnad edilen bir iftiradır. Kesinlikle biliyoruz ki,
münafıkların kendileri yalnız Ali'ye (r.a.) karşı değildir. Ali'ye (r.a.) olan
kinleri Ömer'e (r.a.) olan kinlerinden büyük değildi. Hatta bazıları Ömer'e (r.a.)
daha çok kin besliyorlardı. Sahih bir hadis-i Şerifte de Rasulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem):
“Nifakın alâmeti Ensara buğzetmektir.” buyururlar.
Dolayısıyla münafıklar ensara karşı olan kinleriyle tanınmaları evladır. Bir başka hadiste de:
“Ali'ye ancak münafık olan buğzeder” buyurmuşlardır.
Tabiî ki, münafıkığın alâmetleri çoktur. Bu da onlardan bir tanesidir. Yalan, hiyanet,
sözü yerine getirmemek azmak da münafıklık alâmetlerindendir. Biz, deriz ki,
Ali'yi (r.a.), imanından, cihadından ve aynı şekilde ensarı da aynı
hususiyetlerinden dolayı sevmek imandandır. Onlara buğzeden kimse de
münafıktır. Ama onları akrabalıktan dolayı sevmek, Rasulullah'ın (sallallahu
aleyhi ve sellem) Ebu Talib'e
karşı olan sevgisi gibidir. İsa (a.s.), Musa
(a.s.) veya Ali'yi (r.a.) sevmekle aşırı
giderek onlara müstahak oldukları mertebeden üstün bir mertebe vermek de doğru
değildir. İsa (a.s.), Ali'den (r.a.) üstün olmasına rağmen hiristiyanların İsa'ya
(a.s.) karşı olan sevgileri, kendilerine fayda vermeyecektir. Onun için sevgi
Allah için olmalı, Allah'a (c.c.), ortak kılacak şekilde olmamalı.
Netice
olarak deriz ki; Ensar veya ashabın ileri gelenlerinden birine bilerek buğzeden
münafıktır. Fakat, kendisine gelen haberin sıhhatini bilmediği için böyle bir
yola tevessül ederse hata etmiş olan câhil ve sapıktır.
|