Râfizî
şöyle diyor:
“Ali'nin imametine delalet eden yirminci delil şu âyettir:
“Onu
size bir ibret yapalım ve onu belleyip saklayan kulaklar saklasın diye...” (Hakka:
69/12)
Sa'lebî
tefsirinde şöyle diyor:
Rasulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
“Ey
Ali bu kulağın senin kulak olması için Allah (c.c.)'a dua ettim.”
Ebu
Nuaym yoluyla bunun benzeri olanı da rivayet edilmiştir. Bu üstünlük Ali'den başkasına ait olmadığı için imam O'dur.”
Ey
Râfizî!
Bu
hadis uydurmadır.
Yukarıdaki Âyet-i Kerime de bütün insanlığa hitab ediyor.
Çünkü Nuh'u (a.s.) ve O'na inananları gemide korumak en büyük mucizelerdendir. Evet
Ali'nin (r.a.) kulağı
Ebubekir, Ömer (r.a.) ve diğer imamların kulakları gibi belleyici
ve saklayıcı bir kulaktır. Peki, Rasulullah'ın
(sallallahu aleyhi ve
sellem) kulağı böyle değil midir?
Hasan,
Hüseyin, Ammar ve Ebu Zerr'in kulakları böyle değil midir?
Onların kulakları da
bu özelliğe sahip olduğuna göre hususîlik ortadan kalktı, demektir. Üstünlük de
söz konusu olmaz. Senin bu iddiaların mensup olduğun güruhun işleri gibi kaç
defadır boş temeller üzerine kuruluyor?
Hâlen de böylesiniz. Sizin
itirazlarınız ancak nefsî arzusuna uymuş kimseler için geçerli olabilir. Bunun
içindir ki:
Rafizî'nin ne aklî ne naklî ne doğru bir inancı ve ne de muzaffer
bir devleti vardır denilmiştir.
|