Râfizî
şöyle diyor:
“Yalnız Ali'nin
imamete lâyık olduğuna dair delillerin otuzuncusu şu âyet-i
kerimedir:
“(Suları acı ve tatlı olan) iki
denizi salıvermiş, birbirlerine kavuşuyorlar. (Fakat) birbirlerine
karışmağa engel (Allah tarafından) bir perde var. O halde (ey cinler
ve insanlar), Rabbinizin hangi nimetlerini inkâr edersiniz? O (tuzlu)
denizlerden inci ile mercan çıkar.”
(Rahman: 55/19
-22)
Sa'lebî, Ebu Nu'aym'ın tarıkıyla İbn-i
Abbas'ın şöyle dediğini tefsirinde rivayet ediyor:
“İki
deniz, Ali ve Fâtıma'dır. Aralarındaki perde Rasulullah (sallallahu aleyhi ve
sellem)'dır. Denizlerden çıkan inci ve mercan Hasan ve Hüseyin'dir.” Bu
üstünlük ashabtan hiçkimseye nasib olmamıştır. Binaenaleyh imam Ali'dir.”
Ey
Râfizî!
Bu
bir hezeyandır. Kur'an'ın tefsiri olamaz. İbn-i Abbas, asla böyle birşey
dememiştir. Olsa olsa mulhidlerin uydurmasıdır. Bazı sünnî câhiller de sizin
gibi bazı âyetleri yanlış tefsir ederek şöyle derler:
“es-Sâbirin” Muhammed (sallallahu aleyhi ve
sellem), “es-Sâdıkîn” Ebubekir (r.a.), “el-Kânitîn”, Ömer, “el-Müstağfirîn
bil eshar” Ali, “Muhammed Allah'ın Rasûlüdür. Onunla beraber
olanlar...” Ebubekir (r.a.), “Kâfirlere karşı katı” Ömer, “Aralarında
merhametli” Osman, “Onları rüku' ve secde eder halde görürsün” Ali, “Vet-Tîni
ve'z-Zeytun” Ebubekir (r.a.) ve Ömer, “Tûr-i Sînîn” Osman, “Ve Hâzel
Beledil emîn” Ali, “And olsun asra ki, gerçekten insan ziyandadır. Ancak
iman edenler...” Ebubekir (r.a.), “Ve Salih amel işleyenler” Ömer, “Ve
hakkı birbirine tavsiye edenler” Ali'dir.
Râfizîler
ayrıca, “Biz her şeyi imamı Mübîn'de yazıp saymışızdır” âyetinden Ali
(r.a.), “Lanetlenmiş ağaç” ayetinden de Ümeyye oğulları'nın kastedildiğini
iddia etmektedirler.
İbn-i
Abbas'ın yukarıdaki iddiaları söylemediğini reddedilmeyecek bir şekilde kabul
ettiğimizi daha evvel de söylemiştik. Rahman sûresi de müslümanların icmâı' ile
Mekkî'dir. Ali (r.a.) ise Fâtıma
ile Medine'de evlenmiştir. Sonra Ali ve Fâtıma'yı
denizle, Hasan ve Hüseyin'i inci ve mercanla isimlendirip, nikâha da “Salıvermek”
mânâsını vermek arap lügatinin hiçbir surette tahammül etmediği zoraki bir
açıklamadır.
Allah
(c.c.), bir başka yerde “İki denizi salıverdi” âyetini şöyle zikrediyor:
“O
Allah'dır ki, iki denizi salıverdi: Şu tatlı, susuzluğu giderir; bu tuzlu ve acıdır.
Aralarında kudretinden bir engel ve birbirlerine karışmayı önleyici bir perde
koymuştur” (Furkan: 25/53)
Sence
tuzlu ve acı hangisidir? Ali (r.a.) mi, Fâtıma
(r.a.) mıdır?
|