Râfiz
şöyle diyor:
“Otuzbeşinci
delil şu âyettir:
“Ey
mü'minler! Allah'dan korkun, imanda ve sözünde doğru olanlarla beraber olun.”
(Tevbe:
9/119)
Bu
âyetle Allah (c.c.) sâdık kimselerin yanında olmamızı farz kılmıştır. Sâdık ise
ma'sum olan yalnız Ali (r.a.) olduğuna göre imam O'dur. İbn-i Abbas da bu ayetin
Ali hakkında nazil olduğunu söylemektedir.”
Ey
Râfizî!
Sıddîk, sadakatta en ileri seviyede olan kimse demektir. Ebubekir (r.a.) ise birçok delillerle sıddîk'tir.
Binaenaleyh ayet önce Ebu Bekir'i (r.a.) şümulüne alır. Onunla beraber
olman gerekir. Eğer her dördü sıddîk ise, bu vasıf yalnız Ali'ye (r.a.) mahsus
olamaz.
Ayet de Ka'b (r.a.) hakkında nazil olmuştur. Ka'b (r.a.), Tebuk
savaşına katılmayarak müslümanlardan geri kalmıştı. Doğru konuştuğu için
tevbesinin kabul edildiğini beyan eden mezkûr ayet indi. Bu hususta sahihaynde
haber vardır. Allah (c.c):
“Sâdıklarla
(doğru
olanlarla) beraber olun” buyurmuştur. Yani “Sâdık'la beraber olun”
dememiştir. Bunun mânâsı:
“sadıkların
doğru konuştukları gibi, siz de doğru konuşunuz. Yalancılarla beraber
olmayınız”,
demektir.
“Rüku'
eden mü'minlerie rüku' edin” âyetinde olduğu gibi.
Beraberlikle
de her mubah şeyde, onlarla beraber olmak kasdedilmiş değildir. Yiyecek ve
içecekler gibi.
|