بســـم الله الرحمن الرحيم

 

3.7.4

 

Râfizî şöyle diyor:

“Ali'nin imametine delalet eden âyetlerden biri de şudur:

“Yıldıza (Süreyya'ya), battığı zaman kasem olsun ki, sapmadı doğru yoldan arkadaşınız (Hz. Peygamber), azıtmadı da; (Haberiniz olsun, ey Kureyş halkı!) (Necm: 53/1-2)

Fakih, Ali b. Meğâzilî, kendi isnadıyla İbn-i Abbas'ın şöyle dediğini rivayet ediyor:

Hâşim oğullarından bir gurup ile Rasulullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) yanında otururken, gökten bir yıldız yere doğru süzüldü. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle dedi:

“Bu yıldız kimin evine süzülürse O evin sahibi benden sonra vâsimdir, imamdır”.

Bir de baktık ki, yıldız Ali'nin (r.a.) evine düzülmüş. Oradakiler ya Rasulullah Ali'nin muhabbetine saptın, demeleri üzerine, Allah (c.c.) şu ayet-i kerimeyi indirdi.

“Yıldıza, battığı zaman kasem olsun ki, sapmadı doğru yoldan arkadaşınız, azıtmadı da” (Necm: 53/1-2)

 

Ey Râfizî!

Bu iddian da en bariz olan yalanlardandır.

Bir şeyi iyi bilmeden onu Allah (c.c.)'a isnad etmek de haramdır.

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

“Hakkında bilgi sahibi olmadığın, bir şeyin ardınca gitme, çünkü kulak, göz ve kalb, bunların hepsi yaptığından sorumludur” (İsra: 17/36)

Hadisi delil olarak ileriye süren mutlaka onun sıhhatini bilmesi ve sıhhatli olduğunu da muarızına beyan etmesi gerekir. Kaldı ki İbnül Cevzî bu hadisi başka lafızlarla ve Muhammed b. Mervan, O'da Kelbî'den, O'da Ebu Salih'den, O'da İbn-i Abbas'tan rivayet ettikleri bir zincirle uydurma hadisler arasında zikretmiştir. Buna göre İbn-i Abbas şöyle diyor:

“Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'ı semânın yedinci katına yükselttiklerinde Allah (c.c.) O'na enteresan şeyler gösterdi, Ertesi gün Rasulullah gördüklerini anlatmaya başladı. Mekke müşrikleri Onu yalanlayınca, gökten bir yıldız süzüldü. Bunun üzerine Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

“Bu yıldız kimin evine düşerse, benden sonra o kişi halifemdir” buyurdu. Yıldız Ali'nin evine düşünce, Mekke ehli:

Muhammed (Haşa!) sapıttı, ehl-i beytinden amcasının oğluna meyletti, dediler. Bu hâdiseden sonra: “Yıldıza battığı zaman kasem olsun ki, sapmadı doğru yoldan arkadaşınız, azıtmadı da.” mealindeki ayetler indiler.”

İbnül Cezvi şöyle diyor:

“Bu rivayet tamamen uydurmadır.”

Onu uyduran ne kadar câhil ve hakikatten ne kadar uzaktır! Hadisin senedinde Ebu Salih, Kelbî ve Muhammed b. Mervan es-Süddî (Küçük Süddi diye bilinmektedir. ) var ki, bunlar karanlık şahsiyetlerdir. Ebu Hatim b. Hibban şöyle diyor:

“Kelbî, Ali'nin ölmediğini ve O'nun dünyaya döneceğini iddia eden, bir bulut parçası gördüklerinde emirulmü'minin içindedir, diyen kimselerdedir. Binaenaleyh rivayetlerini hüccet olarak ileriye sürmek doğru değildir.”

Şeyhul İslâm şöyle dedi:

Bu hadisi uyduranın gafilliğine hayret ediyorum. Aklen de uygun görülmeyen yıldızın süzülerek bir eve inmesini ve onun görüldüğünü nasıl iddia edebiliyor?

 Uydurmanın aptallığına delâlet eden noktalardan biri de hadisi İbn-i Abbas adına uydurmasıdır. Halbuki İbn-i Abbas mi'rac'ın vuku bulduğu senede henüz iki yaşındaydı. İbn-i Abbas'ın bu durumu görüp onu nakletmesi mümkün müdür?

 

İÇİNDEKİLER

Üçüncü Bölüm

3.7