Râfizî şöyle diyor:
“Ebubekir şöyle demiştir:
“Bana
musallat olan bir şeytanım vardır. Binaenaleyh doğru yolu takip ettiğim
müddetçe bana yardımcı olunuz. Şeytana uyar, haktan ayrılırsam beni doğrultunuz.” halbuki imamın mahiyetindekilerini doğrultması gerekirken nasıl oluyor da
mahiyetindekilerden kendisinin doğrultulmasını ister?”
Râfizî'nin bu iddiasına karşı cevabımız
şudur:
Bu
rivayetin gerçeği şöyledir:
“Benim gazaplı olduğum haller vardır. O hal bende görülür
görülmez benden sakının ki, bedenlerinize bir zarar gelmesin”
ve devamla Ebubekir
(r.a.) şöyle diyor:
“Allah'a itaat ettiğim müddetçe siz de bana itaat ediniz. O'na
isyan ettiğim taktirde de sizin bana itaat etmeniz
farz değildir.”
Aslında bu söz Ebu Bekir'in
(r.a.)
methedilimesini
gerektiriyor. Çünkü O, gazap anında başkasına zarar vermekten korkuyor. Kaldı
ki, Buhari'de rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurur:
“Hâkim gazaplı (sinirli) olduğu halde iki kişinin
arasındaki davaya bakmasın”
(Buhârî Ahkam: 13, Müslim Akdiye: 16, Tirmizi, Ahkam: 7 Ebu
Davud, Akdiye: 9, Nesai Kudat: 17)
Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bu hadisiyle sinirlilik halinde hâkimin karar
vermekten sakınmasını emretmektedir. Zaten sinirlilik hâli insanoğlunun başına
gelen tabiî bir durumdur. Hatta insanoğlunun efendisi şöyle buyurur:
“Ben de bir insanım. Diğer insanlar gibi sinirlenebilirim.”
(Müslim Birr: 25)
Müslim'in
rivayet ettiğine göre, iki kişi Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'ın yanına girerek O'nu kızdırdılar, bunun üzerine onlara
lanet etti.
Netice şu ki, Ebubekir'e (r.a.) veya Ali'ye (r.a.) isyan edip,
onları sebbeden (söven) herkesin te'dip
edilmesi gerekir. Buhari'de İbn-i
Mes'ud'dan rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurur:
“Sizden her birinizin cinlerden bir arkadaşı vardır.”
“ Senin de mi? Ya Rasulallah,
demeleri üzerine”:
“Benim de vardır. Ancak, Allah beni ona galip kılmıştır. Onun için bana ancak hayırlı olanı söylüyor.” buyurdular.
(Müslim
Münafıkun: 70, Nesai, İşaretü'n- Nisa: 4)
Müslim'de de Aişe'den (r.a.) rivayet edilen ve buna benzeyen bir
hadis daha vardır.
Ebubekir'in (r.a.) “Saparsam
beni doğrultunuz” sözü, adalet, takva ve insafının kemâline
delâlet eder.
Ey Râfizî :
“Mahiyetindekilerini düzeltmek imamın özelliklerindendir.
Nasıl oluyor da bu görevi onlardan isteyebilir?” sözüne karşı cevabımız şudur:
Senin
bu iddianı kabul etmiyoruz, çünkü imam onları kemâle
erdiremediği gibi, onlar da imamı kemale erdiremezler. Ancak iyilikte ve
takvada birbirlerine yardımcı olurlar.
Başkasını kemâle
erdirmek, hiçkimseye muhtaç olmayan yalnız Allah'ın
zâtına mahsustur.
Rasulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem) ashabıyla istişare eder ve
gerektiğinde onların görüşleriyle ameI ederdi.
|