بســـم الله الرحمن الرحيم

 

5.9

 

Râfizî şöyle diyor:

Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Berâe sûresini (müşriklere) tebliğ etmek üzere önce Ebubekir'i tayin etti. Daha sonra tebliğ işini üstlenmek üzere Ali'yi tayin ederek Ebubekir'in geri dönmesi için Ali'ye emir verdi. Bir sûreyi tebliğ etmeye yaramayan bir kişi, halife olabilir mi?”

Ey Râfizî!

Bu tam bir iftiradır. Üstelik tevatür yoluyla reddedilmiştir. Çünkü Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), Ebubekir'i (r.a.) hicrî dokuzuncu senede hac emirliğine tayin etmiş, ne onu geri çağırmış ve ne de o geri dönmüştür. Ebubekir (r.a.) müslümanların hac işlerini deruhte ederken, onlara namaz kıldırırken Ali (r.a.) de Ona tabî olan ve O'nun yolunu izleyen müslümanlar arasında bulunuyordu. Gerçek olan budur. Bu hususta iki kişi arasıda bile ihtilaf yoktur. Nasıl oluyor ki:

Rasulullah Ebubekir'in dönmesi için emretmiştir” diyorsun.

Fakat, arapların âdetler gereğince andlaşmaları bizzat kavmin reisi veya onun pek yakın akrabalarından birisinin akdetmesi veya bozması gerekli olduğundan, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), Berâe Sûresinin müşriklere tebliği için Ebubekr'in (r.a.) arkasından Ali (r.a.)'yi gönderdiği doğrudur.

Ey Râfizî!

Rasulullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) hayatı ile çok yakından ilgisi olan bu durumları bilmiyorsan, sende ilim ne arar?

Sana ve senin gibilere gereken en iyi şey susmaktır.

Allah (c.c.) kalbini körletmişse sana ne yapabilirim?

Senden ne fayda ve ne de hayır beklenir. Sen ancak râfizîllkle tanınıyorsun. Allah'a hamd olsun, afiyet de bize olsun.

 

İÇİNDEKİLER

Beşinci Bölüm