HAŞİYE 1 Evet, küfür, mevcudatın kıymetini iskat ve
mânâsızlıkla itham ettiğinden, bütün kâinata karşı bir
tahkir ve mevcudat aynalarında cilve-i Esmâyı inkâr
olduğundan, bütün esmâ-i İlâhiyeye karşı bir tezyif ve
mevcudatın vahdâniyete olan şehadetlerini reddettiğinden,
bütün mahlûkata karşı bir tekzip olduğundan, istidad-ı
insanîyi öyle ifsad eder ki, salâh ve hayrı kabule liyakati
kalmaz. Hem bir zulm-ü azîmdir ki, umum mahlûkatın ve bütün
esmâ-i İlâhiyenin hukukuna bir tecavüzdür.
İşte şu hukukun muhafazası ve nefs-i kâfir hayra
kabiliyetsizliği, küfrün adem-i affını iktiza eder.["Muhakkak ki şirk pek büyük bir
zulümdür." Lokman Sûresi, 31:13] şu mânâyı ifade
eder.
HAŞİYE 2 Evet, adalet iki şıktır. Biri müsbet, diğeri menfidir
Müsbet ise, hak sahibine hakkını vermektir. Şu kısım adalet, bu dünyada bedahet derecesinde ihatası vardır. Çünkü, Üçüncü Hakikatte ispat edildiği gibi, herşeyin istidat lisanıyla ve ihtiyac-ı fıtrî lisanıyla ve ıztırar lisanıyla Fâtır-ı Zülcelâlden istediği bütün matlubatını ve vücut ve hayatına lâzım olan bütün hukukunu mahsus mizanlarla, muayyen ölçülerle bilmüşahede veriyor. Demek adaletin şu kısmı, vücut ve hayat derecesinde kat'î vardır.
İkinci kısım menfidir ki, haksızları terbiye etmektir. Yani, haksızların hakkını, tazip ve tecziye ile veriyor. Şu şık ise, çendan tamamıyla şu dünyada tezahür etmiyor. Fakat o hakikatin vücudunu ihsas edecek bir surette, hadsiz işarat ve emarat vardır. Ezcümle, kavm-i Âd ve Semûd'dan tut, ta şu zamanın mütemerrid kavimlerine kadar gelen sille-i tedip ve te'ziyâne-i tâzip, gayet âli bir adaletin hükümran olduğunu hads-i kat'î ile gösteriyor.
HAŞİYE 3 Sual: Eğer dense, "Neden en çok misalleri çiçekten ve çekirdekten ve meyveden getiriyorsun?"
Elcevap: Çünkü onlar hem mucizât-ı kudretin en antikaları, en harikaları, en nazeninleridirler. Hem ehl-i tabiat ve ehl-i dalâlet ve ehl-i felsefe, onlardaki kalem-i kader ve kudretin yazdığı ince hattı okuyamadıkları için onlarda boğulmuşlar, tabiat bataklığına düşmüşler.