HAŞİYE 1 Bu İkinci Makamdaki parçalar şiire benzer, fakat şiir değiller. Kasdî nazmedilmemişler; belki hakikatlerin kemâl-i intizamı cihetinde bir derece manzum suretini almışlar.

 

HAŞİYE 2 Eyvah diyerek kaçmıyorum.

 

HAŞİYE 3 İsrâfil'in ezanını fecr-i Haşirde işitip Allahu ekber diyerek kalkacağım. Salât-ı Kübrâdan çekilmem, Mecma-ı Ekberden çekinmem.

 

HAŞİYE 4 İman, o vahşetli mezar-ı ekberi, ünsiyetli bir meclis-i münevver ve bir mecma-ı ahbap gösterir.

 

HAŞİYE 5 İman ve huzur-u iman, o dehşetli kabr-i ekberi, sevimli saadet saraylarında bir davet-i Rahmâniye gösterir.

 

HAŞİYE 6 İman, o tabutu, bir ticaretgâh ve şaşaalı bir misafirhane gösterir.

 

HAŞİYE 7 İman, o ağacın meyvesini cenaze değil, belki ebedî hayata mazhar ve ebedî saadete namzet olan ruhumun eskimiş yuvasından yıldızlarda gezmek için çıktığını gösterir.

 

HAŞİYE 8 İman, o toprağı, rahmet kapısı ve Cennet salonunun perdesi olduğunu gösterir.

 

HAŞİYE 9 İman, o zulümatta yuvarlanan dünyayı, vazifesi bitmiş, mânâsını ifade etmiş, neticelerini kendine bedel vücutta bırakmış mektubat-ı Samedâniye ve sahâif-i nukuş-u Sübhâniye olduğunu gösterir.

 

HAŞİYE 10 İman, o kabir kapısını âlem-i nur kapısı ve o yol dahi saadet-i ebediye yolu olduğunu gösterdiğinden, dertlerime hem derman, hem merhem olur.

 

HAŞİYE 11 İman, o cüz-i lâyetecezzâ hükmündeki cüz-ü ihtiyarî yerine, gayr-ı mütenâhi bir kudrete istinad etmek için bir vesika verir. Ve belki iman bir vesikadır.

 

HAŞİYE 12 İman, o cüz-i ihtiyarîyi, Allah namına istimal ettirip, her şeye karşı kâfi getirir. Bir askerin cüzî kuvvetini devlet hesabına istimal ettiği vakit, binler kuvvetinden fazla işler görmesi gibi...

 

HAŞİYE 13 İman, dizginini cism-i hayvanînin elinden alıp kalbe, ruha teslim ettiği için, maziye nüfuz ve müstakbele hulûl edebilir. Çünkü kalb ve ruhun daire-i hayatı geniştir.