1 Salât ve selâm bu zât-ı nûrâniye olsun ki, o zât, Rahnânü'r-Rahîmden, Arş-ı Âzamdan gelen Furkan-ı Hakîmin kendisine indiği Efendimiz Muhammed'dir. Ümmetinin hasenatı adedince milyonlar salât ve milyonlar selâm üzerine olsun.
Risaleti Tevrat, İncil ve Zebur'da müjdelenen; nübüvveti irhâsatla, cinlerin hâtifleriyle, insanlık âleminin evliyalarıyla, beşer kâhinleriyle müjdelenen; bir işaretiyle ay parçalanan Efendimiz Muhammed'e, ümmetinin nefesleri adedince milyonlar salât ve selâm olsun.
Davetine ağaçların koşup geldiği, duâsıyla yağmurun hemen iniverdiği, sıcaktan korumak için bulutların ona gölge yaptığı, bir ölçek taamıyla yüzlerce insanın doyduğu, parmaklarının arasından üç defa kevser gibi suların çağladığı, onun hürmetine Allah'ın, kertenkeleyi, ceylânı, ağaç kütüğünü, zehirli keçinin kolunu, deveyi, dağı, taşı ve toprağı konuşturduğu, Miracın sahibi ve gözünün asla şaşmadığı o mucize-i kübrâda rüyetullaha mazhar olan Efendimiz ve Şefîimiz Muhammed'e, Kur'an'ın bidâyet-i nüzulünden zamanın nihayetine kadar onu okuyan herbir okuyucunun okuduğu herbir kelimenin temevvücât-ı havâiye aynalarında Rahmân'ın izniyle temessül eden bütün kelimelerinin bütün harfleri adedince, milyonlar salât ve selâm olsun.
Bütün bu salâvatlardan herbiri hürmetine bizi mağfiret et, ey İlâhımız, bize merhamet et. Âmin.