MEHMET SOFUOĞLU
PROF.HİLMİ ZİYA ÜLKEN
Tefsir ve hadis hocası. Mehmet Zeki Sofuoğlu l990'da
vefat etti.
"Bu zata
Bediüzzaman derler"
İstanbul İlâhiyat Fakültesinin merhum tefsir ve hadis
hocalarından Mehmed Sofuoğlu l956 yılında İslâmköylü eniştesi Nuri Ufuk'la
birlikte bir sohbahar günü Barla nahiyesine doğru yola çıkmışlardı. Gayeleri
Barla'da Üstad Bediüzzaman'ı ziyaret etmekti. Vardıkları zaman Bediüzzaman'ın
orada olmadığını üzülerek gördüler.
Barla Karakolundaki jandarmalar verilen emri yerine
getirmek için, Sofuoğlu Hocaya "Niye geldin, niçin geldin, hüviyetin
nedir?" gibi mâlûm devirlerin mâlûm sorularını sorarak ifadelerini
aldılar.
Merhum Sofuoğlu, son devir âlimlerinden Yusuf Ziya
Yörükhan'ın ve Hilmi Ziya Ülken'in Bediüzzaman'dan çok sitayişle bahisler
açtıklarını; ilmini, irfanını ve kahramanlığını sena ettiklerini bize
anlatırken, Hilmi Ziya Ülken'le Bediüzzaman bahsini konuştuklarını da
söylüyordu.
Prof. Hilmi Ziya Ülken kitaplarında Bediüzzaman'ın
eserlerinden nakiller yaparken, dostlarına da Üstad Bediüzzaman'dan hep
sitayişle bahisler açardı.
Ülken l946 yılınde neşredilen İslâm Düşüncesi Türk
Tefekkür Tarihi Araştırmalarına Giriş isimli eserinde, "İslâm düşüncesine
ait Tanzimattan sonraki yayınlar" kısmında Üstad Bediüzzaman'ın Sünuhat,
Lemaat, Habbe ve Zeylü'l-Habbe isimli eserlerinden sitayişle bahsetmektedir.
Merhum Mehmed Zeki Sofuoğlu, Edebiyat Fakültesi Türk
Tefekkürü Tarihi ve Sosyoloji Profesörü Hilmi Ziya Ülken'le Türkiye'nin ilk
İslâm Enstitüsü İstanbul Fındıklı'da yeni açıldığı zaman görüşüp, sohbetleri
olduğunu anlatmıştı.
Enstitüde bir gün sohbet ederken, Hilmi Ziya Ülken kendi
hocasıyla aralarında geçen bir hadiseyi şöyle anlatmıştı:
"Meşrutiyet senelerinde hocamla birlikte Nuruosmaniye
Camiinin yakınlarında bir çayhanede oturup sohbet ediyorduk. Tam o esnada
camiden, yanında talebe ve fedaileriyle, külâhlı, çizmeli, şark kıyafeti içinde
genç bir zat çıktı. Hocam hemen beni ikaz etti. 'Bu gördüğün zat ilimde
deryadır. Sakın bunun kıyafetine bakıp da aldanma! Herhangi bir mevzuda dahi
olsa bununla münazara edeyim, münakaşa edeyim deme, bu zat seni mat edip,
mağlûp eder. Bu zata Bediüzzaman derler."
Prof. Hilmi Ziya Ülken'den bu hatırasını bize nakleden merhum Sofuoğlu Hoca da, Bediüzzaman'ı ve eserlerinin kıymetini ifade edip, takdirlerini bildirmişti.