Hafız Halid Tekin önceleri ilkokul öğretmeni idi. Isparta'nın
Sütçüler kasabasında ve Eğirdir'in İlâma köyünde vazife yaptı. Öğretmenliği
bıraktıktan sonra da Barla'nın Pazar Camiinde imamlık yapmaya başladı. Annesi
Behiye Hanım, babası Ömer Lütfi Efendidir.
Hafız Halid'in
hususiyetleri
Aslen Barlalı olan Hafız Halid, medresede tahsil görmüş ve
bilâhare tahsilini kendi hususî gayretleriyle inkişaf ettirmişti. Elli beş
yaşlarında iken, İstanbul'da son demlerini yaşadığını hisseden Hafız Halid
oğlunu yanına çağırarak, veda etmiş ve şöyle demişti: "Ben artık öleceğim.
Başımda devamlı olarak Kur'ân-ı Kerîm okuyun ve ağzıma da zemzem suyu
damlatın."
Bu vedâ sözlerinden bir müddet sonra da, "Canım
göğsüme geldi, şu anda boğazıma geldi" diye konuşa konuşa, gayet rahat bir
şekilde, ruhunu Rabbine teslim etmişti.
Risale-i Nur'un ilk talebe ve kâtiplerinden olan merhum
Hafız Halid Efendi mes'uliyetten çok korkardı. Kendisine sorulan dinî bir
meseleye hemen cevap vermez, çeşitli kitaplara bakıp meseleyi tetkik ettikten
sonra, cevap verirdi.
Merhum Hafız Halid, Üstada Barla'dan ayrıldıktan
sonra-muhtemelen Kastamonu veya Emirdağ'da iken-aşağıdaki mektubu göndermişti:
"Huzûr-u faziletpenâhiye,
"Zehâdetlû, Üstad-ı Ekremim Said Efendi Hazretleri,
Evvelâ selâm ile ellerinizi bûs eder ve hatırınızı
istifsâr eylerim. Sonra, dokuz defadır selâmınıza nail oluyorum. Kara Alilerin
Mustafa Efendi ile benim için 'Gözlerini öpüver' demişsiniz. Memnun oldum.
Cenâb-ı Hak beni ve sizi güzel isimleri mûcibince, yüksek merhametine dahil
etsin. Bâkî, her an ve zamanda arzum, sıhhat ve selâmet ve saadet ve
âfiyetiniz."
Sevdiğiniz kardaşınız Hâfız Halid
"Siz bizi, biz
sizi unutmayalım"
Vefatından sonra geride bıraktığı notlarından birinde de
şu ifadeler var:
"Validem ve biraderim de Bediüzzaman'a selâm ederler
ve duasını taleb ederler. vaktiyle ettiğimiz sohbetlerin[1]
çeşnisi dimağımda yer tutmuştur, unutmak kabil değildir. Siz bizi ve biz sizi
ilelebed unutmayalım."
Hafız Halid Tekin'in, Tarihçe-i Hayat'ın "Barla
Hayatı" kısmında, Bediüzzaman'la alâkalı iki sahifelik bir yazısı vardır.
Hafız Halid imzasını taşıyan bu makalenin takdiminde Risale-i Nur tesvidinde çok hizmeti sebkeden temiz kalbli, ihlâslı bir hafız, müdakkik bir hoca olan Hafız Halid'in bir fıkrasıdır" cümlesi yer almaktadır.
Hafız Halid’in
şefkat tokadı
Bahis mevzuu makalede Hafız Halid, Üstadının ilmini,
faziletini, yüksek tevazuunu ve eski kıymetli eserlerini anlatmaktadır.
Şefkat tokatlarının anlatıldığı l0. Lem'a'da yediği şefkat
tokadını kendisi şöyle anlatır:
"Evet, itiraf ediyorum. Üstadımın hizmet-i
Kur'âniyede neşrettiği âsârın tesvidinde hararetli bir surette bulunduğum zaman
mahallemizde bir cami imamlığı vardı. Eski kisve-i ilmiyemi, sarığı bağlamak
niyetiyle muvakkaten o hizmete fütur verip, bilmeyerek çekildim. Maksadımın
aksiyle şefkatli bir tokat yedim. Sekiz-dokuz ay imamlık ettiğim halde,
Müftünün çok vaadlerine rağmen, fevkalâde bir surette sarığı saramadım.
Şüphemiz kalmadı ki, o kusurdan bu şefkatli tokat geldi. Ben Üstadımın hem bir
muhatabı, hem bir müsevvidi idim. Benim çekilmem ile tesvid hususunda sıkıntı
çekmişti. Her ne ise, Yine şükür ki, kusurumuzu anladık ve bu hizmetin de ne
kadar kudsî olduğunu bildik. Ve Şâh-ı Geylânî gibi arkamızda melek-i siyanet
gibi bir üstad bulunduğuna itimad ettik."
Ez'afü'l-ibâd Hâfız Hâlid
Çocuk taziyenamesinin yazılış sebebi
l7. Mektub olan çocuk taziyenamesi de Hafız Halid'in vefat
eden çocuğu münasebetiyle kaleme alınmıştı. Başlangıç kısmı şöyledir:
"Aziz ahiret kardeşim, Hafız Halid Efendi,
"Kardeşim! Çocuğun vefatı beni müteessir etti. Fakat
el-hükmü lillah, kazaya rıza, kadere teslim İslâmiyetin bir şiarıdır. Cenâb-ı
Hak sizlere sabr-ı cemîl versin. Merhumu da size zahire-i ahiret ve şefaatçı yapsın. Size ve
sizin gibi müttaki mü'minlere büyük bir müjde ve hakikî bir tesellîyi
gösterecek beş noktayı beyan ederiz."
Hafız Halid'in oğlu Enver, l930 yılında, kuşpalazından, yani difteri hastalığından vefat etmişti. l922 doğumlu olan küçük Enver vefat ettiğinde sekiz yaşında idi.
[1] Bilhassa l926'dan sonra, l934'e kadar Risale-i Nur Külliyatından Sözler ve Mektûbat'ın hem muhatabı, hem de kâtibi olan Hâfız Halid, daha sonraki yıllarda o eski tatlı günlerini hasretle yâd etmektedir.