S - Cuma
namazının diğer namazlardan farkı nedir ?
C-Diğer namazlar
evde, iş yerinde, tarlada veya yollarda kılınabildiği halde, cuma
namazı yalnızca camilerde ve cemaâtle kılınabilir.
Yüce Allah
buyuruyor; "Ey müminler! Cuma günü namaz için çağrı yapılınca
(ezan okununca) Allah'ın zikri olan namaza koşun ve alış-verişi
(her türlü dünya işini) bırakın. Eğer bilseniz sizin için en hayırlı
olanı budur." Cuma-9
İlâhî emirle
ve dini amaçla camilere koşan ve büyük bir kalabalık oluşturan
müslümanlar, namazı müteakip Allah için, din için aralarında görüşürler,
konuşurlar ve İslâm için yapılması gereken işler konusunda bilgi
ve fikir alış-verişinde bulunurlar.
S-Cuma namazı
kimlere farzdır ?
C-1-Erkeklere
farzdır. Akıllı olan ve bulûğ çağına eren erkeklere farz olup,
kadınlara farz değildir. Cuma namazı kadınlara farz olsaydı, genç
hanımlar 3 aylık bebeklerini ve iki yaşındaki çocuklarını kime
bırakabilirlerdi?
2-Hür
olanlara farzdır. Kölelere, düşman elinde esir olanlara, tutuklu
ve mahkum olanlara cuma namazı farz değildir.
3-Mukîm
olanlara cuma namazı farzdır. Yolculara cuma namazı farz değildir.
4-Sağlıklı
olanlara cuma namazı farzdır. Hastalara ve yaşlı olup camiye gitmeye
gücü olmayanlara cuma namazı farz değildir. Acilen müdahale yapılması
veya ameliyata alınması gereken hastalarla uğraşan doktor ve yardımcılarına
da cumaya gitmeleri farz değildir.
5-
Gözleri kör olanlara da cuma namazı farz değildir. İmâm-ı Ebû
Yusuf ile İmâm-ı Muhammed'e göre götürüp getirecek yakını varsa
farz olur.
6-Ayakları
kötürüm olanlara da farz değildir. Kendilerine cuma namazı farz
olmayanlar, camiye giderlerse, cuma namazı kılabilirler. Evlerinde,
hastanelerde veya cezaevlerinde bulunanlar, imam cuma namazını
kıldırdıktan sonra öğle namazını kılarlar. Cuma'ya gidemeyenler,
cuma kılınan beldelerde o gün öğle namazını cemaâtle kılamazlar.
S-Cuma namazı
nasıl kılınır ?
C-Önce dört
rekât Cuma'nın ilk sünneti kılınır. Cuma'nın sünnetleri, öğle
namazının ilk sünneti gibi müekked olup, ilk oturuşta yalnız Ettehıyyâtü
okunur ve niyeti şöyle yapılır;"Niyet ettim Allah rızâsı için
cuma namazının sünnetini kılmaya".
Sonra imam,
hutbeye çıkarak oturur ve karşısında iç ezan okunur. Hutbe farzdır.
Bu nedenle imam hutbeye çıktıktan sonra namaz kılıyormuş gibi
sessizce oturulur ve okunan hutbe dinlenir.
Hutbe okunurken
konuşmak haramdır. Hatta yanında konuşanlara "sus" demek bile
câiz değildir.
Hutbeden
sonra cuma namazının iki rekât farzı cemaâtle kılınır ve niyeti
şöyle yapılır; "Niyet ettim Allah rızâsı için cuma namazının
farzını kılmaya, uydum hazır olan imâma".
Cuma namazının
farzından sonra, Cuma'nın ilk sünneti gibi yine dört rekât sünnet
kıılınır ve niyeti ilk sünnet gibi yapılır.
Sonra ihtiyâtî
tedbir olarak dört rekât zuhr-u âhir (âhir zuhur) namazı kılınır.
Zuhr-u âhir, en sonki öğle namazı demektir.
Kılınan cuma
namazında bir noksanlık olursa, zuhr-u âhir o günün öğle namazı
yerine geçer. Cuma namazı tamam ise, üzerinde kazâya kalan en
sonki öğlenin kazâsı yerine geçer. Üzerinde hiç kazâ namazı yoksa,
nâfile namazı yerine geçer ve kesinlikle boşa geçmez.
Niyeti şöyle
yapılır; "Niyet ettim Allah rızâsı için vaktine erişip, üzerimden
sakıt olmayan zuhr-u âhir namazına".
Bu namaz
farz namazları gibi kılınır.Yani ikinci ve üçüncü rekâtlarda yalnız
Fatiha okunur.
Ancak, üzerinde
hiç kazâ namazı borcu olmayanların üçüncü ve dördüncü rekatlarda,
Fatiha'dan sonra zamm-ı sûreleri okumaları daha iyidir.
En son olarak
vaktin sünnetini kılmaya diye niyet edilerek iki rekât namaz kılınır
ve cuma namazı tamam olur.
Not:
Perşembe'yi, cuma'ya bağlayan geceye, cuma gecesi denir. Cuma
gecesi ve cuma günü Allah katında çok fazîletlidir. Cuma gecesi
veya cuma günü doğanlar, Allah'ın izni ile sapık ideolojilerin
ve sapık sistemlerin kurbanı olmazlar.
Cuma günü
içerisinde kesin olarak vakti bilinmeyen ve icâbet saati denilen
çok kıymetli bir an vardır ki, o anda tüm kâinâtı, Allah'ın rahmeti
kapsar ve kâfirlerin bile kabir azâbı durur.
Bu vakti
yakalayabilmek için cuma namazından sonra da Allah'ı çok çok zikir
etmeli ve peygamberimize bol bol salâvât-ı şerîfe getirmelidir.
Ayrıca vakti
müsâit olanlar, başta ana-baba ve yakın akrabalar olmak üzere
sıla-i rahim yapılmalı, hastalar ziyaret edilmeli ve ölüler de
unutulmayıp, kabir ziyaretleri yapılmalıdır.
|