|
Bu ilm de, âlemdeki varlıklardan, ya’nî göklerden ve göklerdeki yıldı
zlardan, yerdeki su, hava, ateş, toprak, basit cismlerden, hayvan, bitki
ve ma’denler gibi birleşik cismlerden, bunların değişme, birleşme, bir
hâlden bir hâle geçme sebeblerinden bahs eder. Bu durum bir tabîbin insan
vücûdunun ve uzvlarının ve mîzâcının değişme sebeblerini araşdırması
na benzer. Din, tıb ilmini inkâr etmediği gibi, tabî’at ilmlerini de red
etmez. Ancak, (Tehâfüt-ül felâsife) kitâbımda açıkladığım ba’zı mes’eleler
vardır ki, tabî’at ilminin bu belli birkaç mes’elesini red etmek, dînin îcâbı
dır. Bu mes’eleler dışında dîne uymadığı görülen mes’eleler iyi incelendiğ
inde, anlatdığım mes’elelere dâhil olduğu anlaşılır. Hepsinde esâs olan
nokta şudur: Tabî’at, Allahü teâlânın emrindedir. Kendiliğinden birşey yapamaz.
Onu yaratan yapdırır. Güneş, ay, yıldızlar ve diğer eşyâ, Allahü
teâlânın emrine tâbi’dirler. Hiçbiri kendiliğinden bir iş yapacak hâlde
değildir. |
|