Rasyonalizm, Akılcılık demektir. Modern arapçada “el-Aklaniyye” terimiyle ifade edilir. Rasyonalizm'in özetle açıklaması şudur:
İnsanın, bilinçli olarak yaptığı iş ve eylemler rastgele değil, bilakis ilkelere dayanır. İlkeler ise insan aklının ürünüdürler.
Buna göre deneyin konusu olan “Madde”, “Neden” ve “Yargı” bile akıl tarafından üretildikleri için gerçeğin saptanmasında esas olan deney değil, akıldır. Dolayısıyla insanın en gizli duygularında bile matematiksel ilişkilerin bulunduğunu savunan ve aynı zamanda deneyi de hiçe sayacak kadar yargıyı soyut bir nedenselliğe dayandıran rasyonalizme göre "Allah, melek, ruh, cin, kıyamet, cennet, cehennem ve mucize gibi gerçekler, inanılacak şeyler değildir."
Şu halde vahyi bir çırpıda inkâr eden rasyonalizm, sonuç itibariyle materyalist bir düşünce akımıdır ve yorum gerektirmeyecek bir kesinlikle küfürdür.
Vakıa İslam da akla gerektiği kadar önem vermiştir. Akıl elbette ki belli sınırlarda ölçü olabilir. Bu sınırlar içinde “Akılcı” olduğunu, ya da “Akılcı hareket etmek” gerektiğini söyleyen müslümanı materyalist anlamda akılcılıkla suçlamanın imkanı yoktur. Ancak akılcılığın - bilimsel anlamda- söz konusu olduğu her yerde İslam'ın ölçüleri hatırlanmalıdır. [1]