Zimmî:

 

(Ehl-i zimmet) İslâm devletinin hâkimiyeti altında bulunan ve cizye denilen özel vergiyi ödeyen hıristiyan veya yahûdi tebaa; İslâm ülkesinde oturan gayri müslim vatandaşlar.

 

"Harp hiledir" (Hadis-i Şerif)

"Nefsinle yapacağın savaş, en büyük savaştır."

"Müslümanca yaşamak istiyorsak, zâlimlere karşı Allah yolunda savaşı sürdürmeye hazır olmalıyız."

"Savaşta dövüşenlerden çok kaçanlar ölür."

"Cepheden kaçanlar, savaşa girenlerden daha çok yara alırlar."

"Savaşta başarı kazanmak için mânevî gücün rolü dörtte üç, maddî gücün ise dörtte birdir."

"Savaşta en akıllıca davranış, en cesûrâne kararı vermekle olur."

"Savaşta zaferin ilk anahtarı dünmanın niyetini anlamaktır."

"Dünya hayatı; zorluklar, zulüm, fitne, fesat, yoksulluk kendine göre kahramanları olan savaş alanlarıdır."

"Bir tek düşmanla sık sık dövüşmemelisin; çünkü ona tüm savaş sanatını öğretirsin."

"Ancak nûra, hakka, güzele, cennete kavuşmak için yapılan savaş güzeldir."

"Savaş korkusu, savaşın kendisinden daha kötüdür."

"İlk vuruş, savaşı yarıy yarıya kazanmak demektir."

"Savaşsız, sabırsız yenme olur mu hiç?"

"Hazır ol cenge, ister isen sulh u salâh."

"Bu mesel ile bulur cümle düvel fevz ü felâh,

Hazır ol cenge eğer ister isen sulh u salâh."

"İslâm barışı hedefler, müslümanların savaşmak zorunda kalışı, barışı insanlara ulaştırmak içindir."

"Barışı korumanın en iyi yolu savaşa hazır olmaktır."

"Barış bile, büyük ücretlerle satın alınır."

"Barışta oğullar babalarını, savaşta babalar oğullarını gömer."

"Fazla uzun bir barışın dertlerini çekiyoruz. Lüks, kılıçtan beter eziyor bizi."

 “Düşmanlarımla ben baş ederim; Allah’ım sen beni dost bildiklerimin şerlerinden koru!”

“Düşmanına acıyan, çoğu defa, kendine acımamış olur.”

 “Dostu severim ama, düşman da işe yarar. Dost gücümü gösterir, düşman da ödevimi.”

 “Aç canavara karşı sevgi, merhametini değil, iştihasını açar. Hem de diş ve tırnağının kirasını da ister.”

"Zâlime merhamet,  mazluma zulümdür."

“Düşmanlarımıza teşekkür borçluyuz. Çünkü onları yenmek çabası olmasaydı, şimdi bulunduğumuz derecenin yarısını bile kazanamazdık.”               

Bir anlamı barış olan İslâm'ı tüm dünyaya hâkim kılma gayreti ile dünya barışı sağlanabilir. İşte cihad (her çeşit İslâmî mücâdele ve savaş) bunun için emredilmiştir. Biz barış için, sulh ve selâmet için mücâdele ederiz. Fitnenin, dayatma, fesat, saldırı ve savaşların sona ermesi için gerçek barışın, yani İslâm'ın hâkim kılınmasından başka kesin çözüm yoktur. Müslüman, başkalarının haklarını ellerinden almak için değil; gasbedilmiş haklarını geri almak ve zulme/fitneye karşı çıkmak için, başka barış çabaları sonuç vermiyorsa, zâlimin anlayacağı dilden konuşur, savaşmaktan kaçınmaz.

Kendi içinde ve çevresinde barışı/İslâm'ı hâkim kılan ve tüm yeryüzüne bunu yayma gayretinde bulunan barış elçisi İslâm erlerine, mücâhidlere selâm olsun!