Kur’an-ı Kerim’de ister kadın, isterse erkek olsun, mü’min olarak salih amel işleyene güzel bir hayat vadedilmekte ve şöyle buyrulmaktadır: “İman etmiş olarak, kadın – erkek kim salih amel işlerse ona güzel bir hayat yaşatacağız ve onların mükâfatlarını, yapmakta olduklarının en güzeli ile vereceğiz.” (16/Nahl, 97) Ayette ifade edilen güzel bir hayatın bu dünyada mı, yoksa ahirette mi olacağı konusunda görüş ayrılıkları bulunmaktadır. İbn Abbas ve Dahhâk’e göre vadedilen bu hayat, bu dünyada; Katade, Mücahid ve İbn Zeyd’e göre ahirette ve Süddî’ye göre de kabirde olacaktır. (16) “Güzel bir hayat”la ne kast edildiği konusunda da çeşitli görüşler vardır. Kurtubi, bunları helal rızık, kanaat, Allah’ın rızasını kazandıran taatleri yapmak, saadet, cennetteki hayat şeklinde sıralar.
Ahiret hayatı, ebedî saadet ve mutluluğu ifade etmekle beraber, salih bir mü’min, salih ameliyle ve şahsiyetli bir kişiliği ile bu dünyada da mutlu bir hayat sürebilir. Çünkü, davranışlarında samimi, doğru, âdil ve temiz olanlar, diğer insanlara oranla bu dünyada da çok daha iyi bir hayat yaşarlar. Çünkü onlar, kusursuz kişilikleriyle, bu özelliklere sahip olmayanların görmediği saygı, şeref ve güven içinde yaşarlar. Başarı kazanmak için kötü yollar deneyenlerin elde edemediği temiz ve göze çarpan bir başarı kazanırlar. Dünya hayatındaki güzel yaşayış, ahiretteki mükâfatı eksiltmez, onların zevaline yol açmaz. Bahşedilecek güzel bir hayatın, sadece ahirete tahsis edilmeyeceği kanaatindeyiz. Çünkü mü’min, salih amelle, kendisi ve çevresiyle hoş bir atmosfer içinde yaşama imkânını bulabilir. Fakat önemli olan bu yaşantıyı kendisine sağlayacak iman ve bu imanın gerektirdiği salih ameli işlemektir. Kadın olsun, erkek olsun bu güzel hayata ulaşabilmek için insanların Allah'a iman etmekle beraber, Allah’ın kitabına ve rasulünün sünnetine tâbi olarak salih ameller işlemeleri gerekmektedir.