Hadis-i Şeriflerde İftira Kavramı

 

"Kim bir mü'mini bir münâfığa (gıybetçiye) karşı himâye ederse, Allah da onun için, Kıyâmet günü, etini cehennem ateşinden koruyacak bir melek gönderir. Kim de müslümana kötülenmesini dileyerek bir iftira atarsa, Allah onu, Kıyâmet günü, cehennem köprülerinden birinin üstünde, söylediğinin (günahından temizlenip) çıkıncaya kadar hapseder." (Ebû Dâvud, Edeb 41, hadis no: 4883, 4/270)  

"İftira yönüyle insanların en büyüğü, bir adamı hicveden ve tümüyle bir kabileyi hicveden kimsedir. Kezâ, babasını inkâr edip annesini zinâ ile itham eden kimsedir." (Kütüb-i Sitte Terc. c. 17, s. 487)

"Kim benim üzerime (bilerek) yalan söylerse, cehennemdeki oturacağı yere hazırlansın." (Buhârî, İlm 49-51, Enbiyâ 128, Zühd 72; Müslim, Mukaddime 1-3; Ebû Dâvud, İlm 4, hadis no: 3651; İbn Mâce, Mukaddime 4, hadis no: 30-37; Tirmizî, İlm 8, hadis no: 2796-2798)

"Benim ağzımdan yalan söylemek, başka bir kimse ağzından yalan söylemek gibi değildir. Kim bile bile benim ağzımdan yalan uydurursa, ateşteki yerine hazırlansın." (Buhârî, Cenâiz 50; Müslim, Mukaddime, 4; İbn Mâce, Mukaddime, 31).

“Yalan olduğunu zannettiği bir hadisi benden nakleden kimse, yalancılardan biridir.” (Müslim, Mukaddime I/9; Tirmizî, İlim 9)

“Şüphesiz benim üzerimden söylenen bir yalan, başka birinin üzerinden söylenen yalan gibi değildir. Şimdi, kim (kasden) benim üzerimden yalan söylerse (benim söylemediğim bir sözü bana isnâd eder, hadis uydurursa), cehennemdeki yerine hazırlansın!” (Müslim, Mukaddime 4; Buhârî, İlim 47-51)

“Benden çok hadis rivâyet etmekten kaçının. Her kim benim üzerimde (benim ağzımdan) bir şey söylemek isterse, hak veya doğru söylesin. Kim, benim söylemediğim bir sözü, kasden uydurup bana isnad ederse, cehennemdeki yerine yerleşsin.” (İbn Mâce, Mukaddime 35; Dârimî, Mukaddime 243)

“Benden hadis rivâyet edin, zararı yok. Ama her kim benim üzerime kasden yalan söylerse, cehennemdeki yerine hazırlansın.” (Müslim, Zühd 72)

“Kim yalan olduğu zannedilen bir sözü benden (bana nisbet ederek) rivâyet ederse, kendisi de yalancılardan biridir.” (Müslim, Mukaddime 1; İbn Mâce, Mukaddime 38-41; Tirmizî, İlm 9, hadis no: 2799)

“(Üç şey) Yalan ve iftirânın en büyüklerindendir: Kişinin, kendi babasından başkasına nesep iddia etmesi; Veya rüyâsında görmediği bir şeyi kendi gözüne göstermesi (rüyâsında görmediği bir şeyin kendisine rüyâda gösterildiğini iddiâ etmesi); Yahut da Rasûlullah’ın söylemediği bir şeyi ‘söyledi’ demesi.” (Buhârî, Menâkıb 18)

“Âhir zamanda birtakım deccallar, yalancılar çıkacak. Size, sizin ve babalarınızın işitmediği hadisler getirecekler. Aman onlardan sakının! Sizi sapıtarak fitneye düşürmesinler!” (Müslim, Mukaddime 7)

“Her işittiğini söylemek, bir insana yalan olarak kâfîdir. (Müslim, Mukaddime 5). “Kişiye, işittiği her sözü söylemesi, günah yönünden yeter (ve artar).” (Ebû Dâvud, Edeb 88, hadis no: 4992)