İMAN, İRFAN
 

         

Ey gizlice heva ve hevesini tazeleyen kimse! İmanını tazele, ama yalnız dille olmasın.

Heva ve heves tazelendikçe (tazelenip durdukça) iman taze değildir. Çünkü heva, iman kapısının kilididir. (1/87/ 1078-1079)

Kimin namazından mihrap ve kıblesi Ayn (Allah’ın zatı, cemali) olursa onun tekrar iman tarafına gitmesini ayın ve kusur bil! (1/141/1765)

Mümin, tevfika mazhar olamamak korkusundan daima namazda “(Ya Rabbi) Bizi doğru yola ilet!”* der. (1/179/ 2234)

Sabır, güzel hayâllerle tatlılaşır. Çünkü her şeyden evvel içinde bulunduğun sıkıntıdan kurtulma hayâline düşersin.

O kurtuluş ümidi, içteki imandan gelir. İman zayıflı-ğından da ümitsizliğe, iç sıkıntısına uğrarsın.

Sabır, iman yüzünden baş tacı olur. bundan dolayıdır ki, sabrı olmayanın da imanı yoktur.

Peygamber, “Allah gönlünde sabrı olmayana iman da vermemiştir.” dedi. (2/45-46/597-601)

Her an canının bir cüzü ölüm halindedir, her an can verme zamanındadır. Can verme zamanında imanını gör, gözet!

Ömrün, altın kesesine benzer, geceyle gündüzün de para sayan adamdır.

Bilmeden, anlamadan sayar-durur, nihayet kese boşalır, ay tutulur.

Dağdan alsan da yerine koymasan dağ bile yerinde kalmaz, yok olur gider.

Şu halde her an yerine karşılık koy ki “secde et de yaklaş.” âyetinin maksadı neyse bulasın. (3/11/123-127)

Mukallidin imanı korku ve ümittir. (Başlık)

Çalışanların boyunları iğ gibi incelse de yine insanı her sanata sevk eden ümittir, ihtimaldir. (3/252/3093)

Küfre ümmet olanların işleri borçtur. İmana ümmet olanların kalpleri temizdir, özleri halistir. (5/83/996)

* K. Kerim, Fatiha S. Ayet: 5


 

 


Geri Dön