ARİSTOKRASİ

 

Aristokrasi, kök itibariyle Yunanca bir keli­me olup "Ansto(cn iyi)" ile '7;m/£w(iktidar)" kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiş­tir. Üstün soylular idaresi demektir. Terim ola­rak aristokrasi, sosyal ve siyasal açıdan önde gelen kişiler olmaları nedeniyle sadece soylu­lardan oluşan bir zümrenin egemenliğine da­yanan yönetim şeklinin adıdır. Asalet (soylu­luk) babadan evlada veraset yoluyla İntikal et­mekteydi. Aristokrasiyle ilgili İlk bilgilere de eski Yunan devlet felsefesinde rastlıyoruz. Bu­na göre aristokrasi, en mükemmel İnsan olma özelliğine daha fazla yaklaşan kişilerden olu­şan bir zümrenin kurduğu yönetim şeklidir. Bu zümre mensupları asatet, medeni haklar ve toprak sahipliği gibi saygınlık ölçüleri dışın­da toplumsal ve zihnî bakımdan da üstün ol­dukları kanaatini taşırlar. Siyasi iktidar, yani hükümet, gerek zekâ, gerekse ahlâk yönün­den hemcinslerine göre en üstün durumda bu­lunan asillerin elinde olduğundan, hastasını iyi leşi irmekten başka bir düşüncesi olmayan doktor gibi, yönettiği halkın çıkarlarını düşü­nür ve onunla ilgili düzenlemeler yapar, ka­nun ve yönetmelikler çıkarır. Aristo'ya göre iyi İdare şekilleri üç tanedir: Monarşi, aristok­rasi, cumhuriyet. Ona göre, tiranlık veya mut­lakıyet, oligarşi ve demokrasi bunların bozul­muş şekilleridir. Aristokrasi, bir azınlık İktida­rı olmasından dolayı oligarşiye benzer. An­cak, yönetime hakim olan varlıklı zümre, oli-garşik yönetimde sadece kendi çıkarlarına uy­gun bir yönetim kurarken, diğerinde aristok­ratlar kendilerini değil, halkın yararını düşü­nürler.

Aristokrasi, zamanla iktidarının sınırları da­raltılan monarşiden doğmuştur. Monarşiden ariktokrasiye geçiş, başlangıçta kralın danış­ma kurulunda bulunan asillerin etkisiyle ger­çekleşmiştir. Krallık dinî, askerî ve kazaî (ad­lî) imtiyazları üç kişilik bir komisyona devret­miştir. Sözü edilen komisyon üyeleri ya kralın ailesinden, ya da soylu aileler arasından, o günkü danışma kurulu üyeleri gibi yine asiller tarafından ölünceye kadarveya belirli bir süre için seçilen kişilerdi. Bu yüzden aristokrasi öteden beri oligarşiyle karıştırılmıştır. Halbu­ki ondan çok ayrı ve demokrasiye muhalif bir yönetim biçimidir.

Aristokrasi, en iyi bilinen şekliyle Kleisthe-nes'in reformlarından önce Atina'da görülen bir idare şeklidir. Bütün Yunan siteleri, za­manla bu ve bunun gibi yönetim tarzlarından vazgeçinişelrse de, eski Roma4da krallık ve imparatorluk dönemleri arasında yavaş yavaş demokratik anlayışlar oluşmuş ama yine de asilerden oluşan senatonun aristokratik yöne­timinden kurtulunamamıştır.

Kültürel, toplumsal ve ekonomik nedenlerle asillerden olmayan halk tabakaları zaman İçin­de yeni yeni siyasi ve medeni haklar elde ettik­çe, aristokratik düşünceler de her geçen gün zayıflamıştır. Günümüz dünyasına daha ziya­de demorkatik fikirler hakim olduğundan hiç­bir devlette aristokratik bir yapı görülmez. Bu nedenle aristokrasi, bugün siyasî bir mahiyet taşımaktan çok, asaleti (soyluluğu) ifade eden sosyal bir kavram niteliği kazanmıştır.

İzzet ER

T5k.Butjuvazi;Cumhuıiyet; Demokmsi; Monar­şi; Oligarşi; Timnttk. [1]

 



[1] Sosyal Bilimler Ansiklopedisi, Risale Yayınları: 1/76.