Gerek fizik dünyaya,
gerekse ruhsal dünyaya ait durum ve nit elikler (İtibariyl e bilince görünen
ya da bilinç tarafından algılanan şeye fenomen denir. Yani varolan nesneye
karşılık görünen nesne. Kant'a göre imkan veya ihtimal dahilinde olan deneyin
konusu olan ve kategoriler ile belirlenen orantıları açıklayan her şeydir.
Kant, fenomeni, numen'in karşıtı anlamında duyulur dünyaya ait olan şey şeklinde
tanımlar. Ona göre Numen ancak kendini açıklayarak, yani zahiri (fenomenal)
olarak kendini ortaya koyabilir. Böylece Kant bundan mutlak varlık hakkında
belirli bir bilginin elde edilmesinin mümkün olmadığım çıkartır.
Fenomen terimi
gözlemlenen nesne anlamına gelmekle birlikte vukua gelen herşey, hatta imkan
dışı gözlemlenen şeylere de yaygınlaştırılmaktadır. Sözgelimi bilinçsiz
fenomenlere ruhsal nitelemesi yapılmaktaysa da, gözlemlenmesi mümkün olmayan
şeye olgu (fact) dc-nİlmesi tercih edilir. Sözgelimi nesnelerin dengeleri bir
fenomen değil, fakat bir nesnenin durağanlığı bir fenomendir. Nedensellik bir
fenomen olarak nitelendirilemez, ancak neden bir fenomendir. Fakat soyut bazı
şeylere de fenomen adı verilebilir. Bir hareketin hızı ve yönü gibi.
Fenomeni bilme gücüne
tecrübe deneyim {experience) denilir. Bu da ikiye ayrılır: Dış duyu ya da dış
bilgi gücü ile bilinç ya da içsel bilgi gücü. Dolayısıyla duyu fenomenleri ve
bilinç fenomenleri olmak üzere iki tür fenomen vardır.
Terimin köklerini
Antik Çağda bulmak mümkündür. Sözgelimi Parmenides'te görünüş ile gerçeklik
arasında bir karşıtlık ileri sürülmüştür. Fakat görünüş ile gerçeklik arasındaki
karşıtlığı ayrım şeklinde belirleyen Pla-ton'dur. Aristoteles farklı da olsa,
varlıkla görünüş veya görünen arasındaki bu ayrımı benimsemiştir.
Kant fenomeni, Antik
felsefenin bu anlayışından arındırarak tanımlayacaktır. Ona göre fenomeni,
gerçekliği olmayan görünüşten ayırmak gerekir. Fenomen kendinde varlığın
(Nu-men'in) görünüşüdür, yani varlığın kendini açığa vurmasıdır.
Hegel'de ise fenomen,
Özün başka söyleyişle içselleşmiş varlığın bize kendini doğrudan açan şeyde
aldığı ilk biçimdir ki, öz kendini böylece gösterir. Düşünme Özün kendi İçinde
görünmesidir. Dolayısıyla düşünmenin belirlenimleri önce sadece
"görünüş"lür, ancak hareketin süresiyle "bir bağımsız hayat
unsuru" kazanırlar ki, sonuçta görünüşleri, fenomen olur.
Bugün için felsefenin
ana akımı Noumen/fe-nomen, görünüş/Öz ayrımını bütüncül felsefeden yana olan
filozoflar fenomenlerin aşkın hakikatin tezahürü, Numen'in işaretleri olduğunu
savunmaya devam etmekte ve modern felsefenin bu ayrımı ihmal etmesinin mevcut
felsefi bunalıma neden olduğunu İddia etmektedirler.
(SBA)