Radikalizm, temel
düşünce teması siyasal ilkelerin kökten değiştirilmesi olan siyaset ve
dolaylı olarak ekonomiye de yansımış bir doktrindir. Radikalizm doktrini üç
İngiliz düşünür (Bentham, James Mili, J. S. Mili)
tarafından ortaya atılmıştır. Bu üç düşünürün, tümüyle temel siyasal ilkelerin
değiştirilmesini öneren, düşünce sürecinin çeşitli alanlarında ileri
sürdükleri kökten değişiklik doktrinine "Felsefi Radikalizm" adı
verilmiştir ve aslında bir liberalizmdir. Felsefi Radikalizm, temelde
bireycilik anlayışını ön planda tutarak, ekonomik, geleneksel, siyasal tüm
alanlarda bireye tam ve koşulsuz bir Özgürlük tanınmasını benimsemiştir. Bu
görüşün öncülüğünü İngiliz düşünür Bentham yapmıştır.
Ancak her üç düşünür de, sonuçta pragmacılığı (uygulayıcılık) doğuran
yararcılık doktrinini savunmuşlardır.
Siyasal alanda
radikaller, seçimle iş başına gelen hükümetin ve millet vekillerinin tam
yetkili ve devlette en büyük güç haline getirilmesini istiyorlardı. En üstün
iyiliği ve mutluluğu yararlı olanda buluyorlardı.
Ekonomik açıdan koyu
liberal olmalarına karşın eşitçiydiler ve bu nedenle bilmeyerek
"Toplumculuk"a yol açtıkları diğer bazı düşünürlerce ileri
sürülmüştür.
XIX. yüzyılın
başlarında İngiliz Liberal Partisi'nin demokratik reformlar isteyen üyeleri ile
1876 Anayasasının ilanından sonra Cumhuriyetçi Parti'nin Oportünistler
(fırsatçılar) adıyla bilinen ılımlı üyelerine karşı olan ve köklü değişiklikler
İsteyen üyelerine Radikaller adı verilmiştir. Daha ileri tarihlerde genellikle
bütün dünyada düzen değişikliği isteğinde birleşen gruplar ve partiler,
birbirlerine karşıt düşünceler taşıdıkları halde radikalist olarak adlandırılmışlardır.
Aynca sol radikalizmin tam karşıtı olan sağ
radikalizm de oluşmuştur. Sağ radikalizmin içinde Alman ırkçılığının yanı sıra
Amerikan Mc Carthycilik
doktrini gibi gerici ve bütün dünya devlet ve halkları için tehlike oluşturmuş
pek çok akımın yer aldığını görmek mümkündür.
Devrimci işçi hareketi
içinde oluşan sahte devrimci, fırsatçı ve tutucu nitelikli sol radikalizm, Mamzm'in gelişmesine katkıda bulunan Lenin tarafından
toplumcu hareketin çocukluk hastalığı olarak nitelendirilmiştir. Lenin ve
yandaşları, Revizyonizm'le olduğu kadar, sol
radikalizmle de mücadele etmişlerdir. Özellikte bazı kapitalist devletlerde
ortaya çıkan sol radikaller, emekçilerin devrimci hareketini, serüvenci ve
terörist bireysel eylemlere dönüştürmeye çalışmışlardır. Ancak sonuç olarak,
olay tamamen tersine dönüşerek devrimci hareketin baskı altına alınmasına ve
sindirilmesine yol açmıştır.
Müge NUR