Sosyal Demokrasi,
ılımlı muhafazakârlıktan sadece marjinal açılardan farklılık gösteren
reformist ve Marksist-olmayan, ortanın solundaki bir partiyi tanımlamak için
kullanılan bir deyimdir. Marksın düşüncelerine eğilimli sosyalist akımlar da
bu kavramla anılırlar. Sosyal Demokrasiyi savunan partiler ve akımlar,
genellikle Almanya ve Kuzey Avrupa ülkelerinde gelişme göstermiştir.
Sosyal demokrat
partilerde, bir dereceye kadar devletleştirme fikrini desteklemekle birlikte;
özel mülkiyete karşı herhangi bir muhalefet söz konusu değildir. Bir sosyal
demokrat parti sosyal adalet temelinde, endüstri ve ticaret vergileri için,
yüksek ve oranlı doğrudan vergilendirmeye taraftardır. Böylesi bir parti,
örgütlü bir refah devleti yoluyla yeniden dağılımını dengelemeyi tercih
edecektir. Sosyal Demokrat partilerin en eskisi ve belli başlı temsilcisi Alman
Sosyal Demokrat Partisi'dir. Aynca İngiltere işçi
Partisi ve Fransız Sosyalist Partisi de sosyal demokrat partilerdir. Sosyal
Demokrasinin benzerleri, ya da prototipleri az ya da çok birbirine benzerdir. İskandinav ülkelerinde
Birinci Dünya Savaşı sonrası ve 1970'lerin ilk yıllan arasındaki dönemde karma
ekonomiyi ve vergiye dayalı refah devletini savunan partiler, Sosyal Demokrat
adını almıştır. Bazı durumlarda ise, (Batı Almanya anayasasında Bundesg-rundgesetz olduğu gibi),
'Sosyal Demokrasi' deyimi hükümet sisteminin tamamını ifade etmek için
kullanılmaktadır. Bu kullanımın anlamı Liberal Demokrasi diye bilinen siyaset
teorisi kavramının bir Refah Devleti'ni korumanın yan-kanuni hakkıyla
birleşmesidir. 1980'lerin ilk yıllarında İngiltere'de olduğu gibi, başka
ülkelerde de kendilerini Sosyal Demokratlar olarak adlandıran partiler vardır.
Türkiye'de Cumhuriyet
öncesinde ve Cumhuriyet döneminde çok partili hayata geçildikten
sonra, sosyalizme eğilim duyan çeşitli adlar altında siyasal partiler kurulmuştur.
Siyasal hayatla bu tür partilerin büyük başarı kazandığı söylenemez. Ancak
TBMM'nde devamlı güçlü muhalefet oluşturmuşlardır. Cumhuriyet Halk Partisi'nin
1973-80 arasındaki
seçimlerde göstermiş olduğu başarıyı, 1982 Anayasası çerçevesinde bu partinin
mirası üzerine kurulan Halkçı Parti ve daha sonra Sosyal Demokrat Halkçı Parti
devam ettirememişlerdir. Demokratik Sol Parti'nin kurulup başına CHP'nin son
genel başkanı Bülent Ecevit'in geçmesinden sonra,
SODEP ile Sosyal demokratlık konusunda karşılıklı tartışmalar görülmüştür.
(SBA)