Yaşayan insanı kutsallaştırmak zordur ama iyi bir ad bırakarak ölmüş olan kolayca kutsallaştırılabilir. İşte yüce ruhlar derken kastedilen bu gibi kişilerin ruhlarıdır. Bunlara âlî ve temiz ruhlar da denir. Kötülerin ruhları ise süflî ruhlardır. Bunlara habis ve şerîr ruhlar da denir. Şeytanlar bu kapsama sokulur.
MÜRİT- Bir hocamız bu konuda şöyle diyor:
"Âli ve temiz ruhlar insanlar için koruyuculuk vazifesi yaparken hâbis ve şerir ruhlar da insanlara zarar vermek için ellerinden gelen herşeyi yaparlar. Bunlar, aynı zamanda insanlara hasım ve düşmandırlar. Bütün şerlerin ve kötü şerarelerin altında bunlar bulunurlar. Karakter, irade ve ruh bakımından zayıf insanları tesir altına alır ve kullanırlar[1].
BAYINDIR- Çok ağır bir iddia, hayır ve şer Allah'ın elindedir. Ama "Âli ve temiz ruhların insanlar için koruyuculuk vazifesi yaptığını, hâbis ve şerîr ruhların da insanlara zarar vermek için ellerinden gelen herşeyi yaptığını" söylemek, hayırı yüce ruhlardan, şerri de süflî ruhlardan beklemek olur.
Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Sana ne iyilik gelse Allah'tan gelir. Sana ne kötülük gelse kendinden gelir. Seni insanlara elçi olarak gönderdik, şahid olarak Allah yeter." (Nisa 4/79)
"De ki: Allah'ın dilemesi dışında ben kendime bile bir fayda ve zarar verecek durumda değilim." (Araf 7/188)
Allah, göklerin ve yerin hakimdir. Onları koruma yetkisini kimseye vermemiştir. Her namazın sonunda okuduğumuz âyet'el-kürsîde şöyle buyuruluyor:"Onun hakimiyet alanı gökleri de kaplar yeri de. Her ikisini de korumak kendine ağır gelmez. O yücedir, uludur." (Bakara 2/255)
"De ki: Çocuk edinmemiş olan, hakimiyette ortağı olmayan, acizlikten ötürü bir veliye ihtiyacı bulunmayan Allah'a hamdolsun." O'nu büyükledikçe büyükle." (İsra 17/111)
Demek ki, Allah'ın bir veliye ihtiyacı yokmuş.
Hayırları bir grup ruhaniden, şerleri de bir başka grup ruhaniden beklemek, hayır tanrıları ve şer tanrıları uyduranlara benzemek olur.
Şimdi Allah'ın elçileri ile ilgili âyetlere bakıp hocanızın sözü üzerinde biraz zihin yoralım.