12- Tebuk Savaşı
(:-1706-:) Fadale b. Ubeyd der ki: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem ile beraber Tebuk savaşında bulunduk. Bineklerimizin çok yorulmasından
dolayı durumu Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e bildirdik. Bir müddet
sonra müslümanlar dar bir yerden geçince Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem:
"Allah'ın adıyla
geçin" buyurdu. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bineklerin sırtına
üfleyip: "Allahım! Senin yolunda onun taşımasına yardımcı ol. Çünkü sen
kuvvetliye de, zayıfa da, yaşa da kuruya da karada ve denizde yükleyensin"
diye dua etti. Medine'ye geldiğimizde bineklerimizin başlarını zaptedemez
olduk. Bunun üzerine ben:
"Bu, Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in kuvvetli ve zayıf üstünde olan duasıdır" dedim. Fakat
(daha sonraları) kuru ile yaş ne olabilir diye düşündüm. Şam'a geldiğimiz zaman
Kıbrıs'ı da fethettik. Gemileri ve gemilere binenleri gördüğümde Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in duasını anladım.'
- - -
İsnadı sahihtir.
Hadisi İbn Hibban, İhsan 7/92, 93 (4662), Ahmed (6/20), Taberani, M. el-Kebir
18/300, 317 (771, 821), Bezzar 2/353, 354 (1840), ve Beyhaki (5/212, 220)
(:-1707-:) İbn Abbas der ki: Ömer b. el-Hattab'a "Bize zorluk
(Tebuk) savaşını anlat" dediler. Ömer de şöyle anlattı:
Sıcağı şiddetli olan bir
günde Tebuk'a gittik. Bir yerde konakladık ve susuzluk bizi perişan etti. Hatta
ki susuzluktan boyunlarımız düşecek sandık. Su aramaya giden adamlar dönmediklerinde
onların da boyunlarının düştüğünü sandık. O kadar susadık ki, kişi devesini
kesiyor ve işkembesindeki yemleri sıkıp suyunu içiyordu. Sıkma sonrasında kalan
atığı da serinlemek maksadı ile göğüsüne koyuyordu. Ebu Bekr es-Sıddık:
"Ey Allah'ın Resulü!
Allah seni hayırlı dualar etmeye alıştırdı, bize dua et" dedi. Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
"Sen bunu ister
misin?" deyince, Ebu Bekr: "Evet" karşılığını verdi. Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem ellerini kaldırdı ve bir bulut gelip yağmur
yağıncaya kadar yere indirmedi. Yağmur yağınca bütün kaplarını doldurdular.
Sonra buluta baktığımızda bulutun sadece askerlerin üzerinde olduğunu gördük.
- - -
İsnadı sahihtir.
Hadisi İbn Hibban, İhsan 2/331 (1380), Hakim (1/159), Bezzar 2/354 (1841) ve
Beyhaki 5(231) Bakın: Mecmau'z-Zevaid (6/194,195).
(:-1708-:) Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ashabından olan ve
ağacın altında Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e biat eden Ebu Ruhm
anlatıyor:
Nebi Sallallahu Aleyhi
ve Sellem ile beraber Tebuk savaşında bulundum. Döneceğimizde gece yola çıktık
ve ben Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yakınında bulunuyordum. O ara
benim uykum geldi. Bineğim Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bineğine
yaklaşıyordu. Ben bineğimin Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in
üzengideki ayağına değmesinden korktuğum için uyanık kalmaya çalışıyordum. Bu
nedenle bineğimi de azarlıyordum. Gecenin bir vaktinde uykuya yenilip uyumuşum.
Bineğim Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bineğine değdiği gibi
üzengideki ayağına da değdi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in:
"Hass"
demesiyle uyandım. Başımı kaldırıp: "Beni bağışla Ey Allah'ın
Resulü!" dedim. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
"Yürü" diye
karşılık verdi. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana Beni
Gifar'dan savaşa gelmeyenleri soruyor, ben de cevaplıyordum. Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
"Siyah köseler ne
yaptı?" deyince, onların savaşa gelmediklerini haber verdim.
"Şebeketü' Şerh'te koyun, sığır ve develeri olan siyah kıvırcık
saçlı" veya- kısa boylu adamlar ne yaptı?" diye sorunca da, onları
Beni Gifar kabilesinden olduklarını hatırladım. Eslem kabilesinden olanları
zikredinceye kadar onları hatırlamamıştım. "Ey Allah'ın Resulü! Eslem kabilesinden
de gelmeyenler oldu" dediğimde, Nebi s.a.v.:
"Onları bundan
alıkoyan nedir? Onlardan biri gelmediğinde, yerine güçlü birini devesiyle Allah
yolunda savaşmaya gönderemez miydiler? Bana en zor gelen Muhacir'ler, Ensar ve
Beni Gifar'ın savaşa katılmamasıdır" buyurdu.'
- - -
Hadisi İbn Hibban,
İhsan 9/189, 190 (7213), Abdurrezzak, Musannef 11/49, 50 (11882), Ahmed (4/349,
350), Taberani, M. el-Kebir 19/183, 184, 185, 186 (415, 416,417, 418), Hakim,
Müstedrek (3/593, 594), Buhari (754), Fesevi, el-Ma'rife ve't-tarih (1/394),
İbn Hişam, Sire (2/528, 529) ve Bezzar 2/355 (1842)