MÜSNED-İ HANBEL

BABLAR    KONULAR    NUMARALAR

ÖLDÜRME, YARALAMA VE DİYETLER

<< 2296 >>

DEVAM: 39- Kasame

 

2. SehI b. Ebi Hasme

 

- - (-)

17088 (1)- Sehl b. Ebi Hasme anlatıyor: Harise oğullarına mensub Abdullah b. Sehl, Harise oğullarından bir grupla hurma getirmek için Hayber'e gitti. Abdullah b. Sehl'e bir saldırı yapıldı ve boynu kırıldı. Sonra da Hayber derelerinden bir dereye atıldı. Arkadaşları onu arayıp buldu ve onu defnetti. Kardeşi Abdurrahman b. Sehl, amcası oğlu Huvayyisa ve Muhayyisa, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına geldiler. Abdurrahman topluluğun ileri geleni ve maktulün sahibi idi. Bu sebeple öne çıkıp Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile konuşmaya başlayınca, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Önce büyüğünüzı önce büyüğünüz konuşsun'' buyurdu. Bunun üzerine Abdurrahman geri çekilince önce Huvayyisa, sonra Muhayyisa, sonra da Abdurrahman konuşarak şöyle dediler: "Ey Allah'ın Resulü! Yakınımıza bir saldırı yapıldı ve öldürüldü. Hayber'de Yahudilerden başka bir düşmanımız yoktur." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Önce katilin kim olduğunu söyler ve sonra elli yemin edersiniz. Sonra da onu teslim alırsınız'' buyurunca: "Ey Allah'ın Resulü! Biz şahid almadığımız bir şey üzerine yemin etmeyiz" cevabını verdiler. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''0 zaman onlar elli yemin eder ve yakınınızın kanından beri olurlar'' buyurunca: "Ey Allah'ın Resulü! Yahudilerin yeminini kabul etmeyiz. Onların kifır olması bir suçtan dolayı yemin etmelerinden daha büyüktür" dediler. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendi yanından yüz deve verip diyetlerini ödedi.

Sehl der ki: "Vallahi hiç unutmam. O yüz deveden kırmızı genç bir deve, onu yavaşça sürerken beni tepmişti."

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Malik (2573), Müslim (4364), İbn Mace (2677) ve Nesai (8/5) rivayet ettiler.

 

 

 

17089 (2)- Sehl b. Ebi Hasme ve kavminden ileri gelenler bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Huvayyisa, Muhayyısa ve Abdurrahman'a: ''Yemin ederek arkadaşınızın kanını isteyebilir misiniz?'' buyurunca: "Hayır (yemin etmeyiz" dediler. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''0 zaman Yahudiler (cinayeti işlemediklerine dair) yemin etsin'' buyurunca: "Onlar Müslüman değildir" karşılığını verdiler. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendi yanından diyetlerini ödedi.

 

[Sahih]

 

 

 

17090 (3)- Sehl b. Ebi Hasme ile Rafi b. Hadic bildiriyor: Abdullah b. Sehl ve Muhayyisa b. Mes'üd ihtiyaçlarından dolayı Hayber'e gittiler. Bir ara birbirlerinden ayrıldılar ve Abdullah b. Sehl öldürüldü. Onu ölü olarak bulduklarında Muhayyisa, Huvayyisa b. Mes'üd ve maktulün kardeşi Abdurrahman b. Sehl, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e geldiler. Abdurrahman b. Sehl ikisinden de küçük olmasına rağmen kan sahibi olmasından dolayı ilk olarak lafa başlayınca Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Yaşça büyük olana saygı göster'' dedi. Muhayyisa ve Huvayyisa arkadaşlarının durumunu anlatınca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Onu Yahudilerin öldürdüğüne dair sizden elli kişi yemin etsin'' buyurdu. Onlar: "Ey Allah'ın Resulü! Görmediğimiz bir şey için nasıl yemin ederiz?" karşılığını verdiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Peki Yahudilerden elli kişi öldürmediklerine dair yemin etsin'' buyurunca: "Onlar kifirdir" dediler. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendi tarafından diyeti ödedi.

Sehl der ki: "Ağıla girdiğimde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in diyet olarak vermiş olduğu develerden bir deve ayağıyla beni tepti."

 

[Sahih]

 

 

 

17091 (4)-Z Yahya b. Said bildiriyor: Buşeyr b. Yesar: "Sehl b. Ebi Hasme ile Rafi b. Hadic, Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bildiriyor." dedi ve bir önceki hadisin aynısını aktardı.

 

[Sahih]

 

17090 (3)'te tekrar etmiştir.

 

 

 

17092 (5)- Sehl b. Ebi Hasme bildiriyor: Ensar'dan olan Abdullah b. Sehl, Hayber kuyularından bir kuyunun yanında ölü olarak bulundu. Amcaları ve kardeşi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e geldiler. Amcaları Huvayyise ve Muhayyise idi. Kardeşi ise Abdurrahman b. Sehl idi. Abdurrahman, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında lafa başlayınca, Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Önce büyükler (konuşsun) önce büyükler (konuşsun)'' buyurdu. Bunun üzerine iki amcasından biri Huvayyise veya Muhayyise, -Süfyan: "Hangisinin daha büyük olduğunu unuttum" dedilafa başlayarak: "Ey Allah'ın Resulü! Abdullah'ı Hayber kuyularından bir kuyunun yanında ölü olarak bulduk" dedi. Sonra Yahudileri, onların kötülüğünü ve düşmanlığını zikretti. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

''Onu Yahudilerin öldürdüğüne dair sizden elli kişi yemin etsin'' buyurdu. Onlar: "Görmediğimiz bir şey için nasıl yemin ederiz?" karşılığını verdiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Peki Yahudilerden elli kişi öldürmediklerine dair yemin etsin'' buyurunca: "Onlar müşrik oldukları halde nasıl yeminlerini kabul ederiz?" dediler. Bunun üzerine Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendi tarafından diyeti ödedi.

Sehl: "O develerden bir deve beni tepti" diye ekledi.

Süfyan'a: "(Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): " (Onu Yahudilerin öldürdüğüne dair sizden elli kişi yemin etsin) ve arkadaşınızın diyetini hak edin'' şeklinde mi buyurdu?" denilince: "Evet (öyle buyurdu)" karşılığını verdi.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari, Fethu'l-bari 6/275 (3173), Müslim, kasame 3/1291 (1669), Ebu Davud 4/178 (4521), Tirmizi 4/30 (1422), Nesai, kasame (8/7) ve İbn Mace 2/892 (2677) rivayet ettiler.

 

 

3. Ebu Said el-Hudri

 

- - (-)

17093 (1)- Ebu Said der ki: "İki köyarasında öldürülmüş -veya:- ölü bir kişi bulundu. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) maktulün hangi köye daha yakın olduğuna dair ölçüm yapılmasını emretti. Köylerden birine bir karış daha yakın bulundu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in karışı, hala gözümün önündedir. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ölü(nün diyetini) daha yakın olan köyün üzerine attı.

 

[Zayıf]

 

Heysemi (10734) der ki: "Hadisi Ahmed ve Bezzar rivayet etmiştir. Ravilerinden Atiyyetu'l-Avfi zayıftır."