30- Allah'ı Görmek
(=Rü'yetullah)
1. Ebu Hureyre ile Ebu
Said
- - (-)
29247 (1)- Ebu Hureyre
der ki: Sahabe: "Ey Allah'ın Resulü! Kıyamet gününde Rabbimizi görecek
miyiz?" diye sorunca, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Bulutsuz bir günde Güneş'i görmenize herhangi bir engel var mı?'' diye sordu.
"Ey Allah'ın Resulü! Hayır, yok" dediklerinde: ''Peki, bulutsuz ve
mehtaplı bir gecede Alı görmenize herhangi bir engel var mı?'' diye sordu.
Yine: "Ey Allah'ın Resulü! Hayır, yok" dediklerinde, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''İşte siz de onu kıyamet gününde
bu şekilde göreceksiniz. Kıyamet gününde Allah, insanları bir araya toplayınca:
''Kim (dünyadayken) neye ibadet etmişse onun peşine takılsın!'' buyurur. Bunun
üzerine Ay'a tapanlar onun peşine, Güneşe tapanlar onun peşine, tağuta tapanlar
da onun peşine takılır. Geriye münafıklarıyla birlikte bu ümmet kalır.
Sonrasında Allah bu
ümmetin tanıyamayacağı bir suretle gelir ve: ''Ben sizin Rabbinizim!'' buyurur.
Müminler: ''Senden Allah'a sığınırız! Rabbimiz yanımıza gelene kadar burada
duracağız. Rabbimiz gelince de onu tanırız'' derler. Sonrasında Allah onların
tanıyabileceği bir surette gelir ve: ''Ben sizin Rabbinizim!'' buyurur. Onlar
da: ''Evet! Sen bizim Rabbimizsin'' diyecek ve peşine takılacaklar. Sonra
cehennemin üzerine bir köprü kurulacak. Peygamberler içinde köprüyü ilk geçecek
olan ben olacağım. O gün peygamberlerin (ümmetleri için) duası da: ''Allahım!
Sağ salim geçir! Sağ salim geçir!'' şeklinde olacak. Cehennemde sa i dan
dikenleri gibi kancalar olacak. ''
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Sa'dan dikenlerinin nasıl olduğunu hiç gördünüz mü?'' diye
sorunca: "Ey Allah'ın Resulü! Evet, gördük" dediler. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle devam etti: ''İşte sa'dan dikenleri gibi
olacakları ancak ne kadar büyük olduklarını bir Allah bilir. Bu kancaları
geçenlere amallerine göre takılacak. Kimi iyi amelleri sayesinde sağlam bir
şekilde kurtulacak, kimi de parçalanarak kurtulacak. Nihayetinde Allah kulları
arasında hükmünü verip cehenneme girenler içinden rahmetiyle Allah'tan başka
ilah olmadığına şehadet edenleri çıkarmak istediği zaman meleklere onları
çıkarmaları için emir verecek. Melekler de bunları secde izlerinden
tanıyacaklardır. Zira Allah ateşe, secde izlerini yakmayı haram kılmıştır.
Bu şekilde yanıp
kavrulmuş bir vaziyette ateşten çıkarılırlar. üzerlerine ''Hayat suyu'' denilen
bir su dökülünce sel suyuyla gelen toprak içinde tanelerin bitmesi gibi yeniden
bitecekler. Geriye yüzü cehenneme doğru dönük olan biri kalacak. Bu kişi:
''Rabbim! Yüzümü cehennemden çevir, zira rüzgarı beni zehirledi, alevi beni
yaktl'' diyecek. Bu yönde Allah'a dua edip dururken Allah ona: ''Şayet bu
dileğini yerine getirirsem sen başka şeyleri de istersin'' buyuracak. Ancak
adam: ''İzzetine yemin olsun ki istemeyeceğim!'' diyecek.
Allah isteğini verecek
ve yüzünü cehennemden çevirecek. Daha sonra: ''Rabbim! Beni cennet kapısının
yanına yaklaştır'' diyecek. Allah ona: ''Başka bir şey istemeyeceğini
söylememiş miydin? Yazık sana ey Ademoğlu! Ne kadar da hainsin'' buyuracak. Bu
yönde Allah'a dua edip dururken Allah ona: ''Şayet bu dileğini yerine
getirirsem sen başka şeyleri de istersin'' buyuracak. Ancak adam: ''İzzetine
yemin olsun ki istemeyeceğim!'' diyecek.
Adamın verdiği söz ve
ahitler üzerine Allah isteğini verecek ve onu cennetin kapısına yaklaştıracak.
Adam kapıya varıp da içerdeki giysileri ve yatakları görünce Allah'ın dilediği
bir süre susacak. Sonra da: ''Rabbim! Beni de cennete sok'' diyecek. Allah:
''Başka bir şey istemeyeceğini söylememiş miydin? Hani o isteğinden başka bir
şey istemeyeceğine dair bana sözler ve ahitler vermiştin?'' buyurunca, adam:
''Rabbim! Beni mahlukatın içinde en bedbaht kişi kılma'' diyecek. Adam bu yönde
dua edip dururken Allah gülecek ve cennete girmesine izin verecek. Girdikten
sonra ona: ''Şundan şundan da iste'' denilecek. Adam istediklerini bitirince
yine: ''Şundan şundan da iste'' denilecek. Adam istediklerini bitirince ona:
''Bu istediklerin iki katıyla senin olsun'' denilecek. ''
Ata der ki: Ebu Hureyre
bunu rivayet ederken Ebu Said de oturmuş onu dinliyordu ve aktardıklarından
hiçbirine itiraz etmedi. Ancak Ebu Hureyre:
''Bu istediklerin iki
katıyla senin olsun'' sözüne ulaştığı zaman Ebu Said: "Ben Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in burada ''Bu istediklerin on katıyla senin
olsun'' buyurduğunu işittim" dedi. Ebu Hureyre: "Ama ben iki katı
şeklinde ezberledim" karşılığını verdi ve: "Bu kişi de cennetlikler
içinde cennete en son girecek olan kişidir" dedi.
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
(11/387- 405, 13/357, 358), Müslim (1/64, 65) ve Nesai (1/171) rivayet ettiler.
29248 (2)- Ebu Hureyre
der ki: Sahabe: "Ey Allah'ın Resulü! Kıyamet gününde Rabbimizi görecek
miyiz?" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Bulutsuz ve mehtaplı
bir gecede Ay'ı görmenize herhangi bir engel var mı?'' diye sordu. "Ey
Allah'ın Resulü! Hayır, yok" dediklerinde: ''Peki, bulutsuz bir günde
Güneşi görmenize herhangi bir engel var mı?'' diye sordu. "Ey Allah'ın
Resulü! Hayır, yok" dediklerinde Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu: ''İşte siz de onu kıyamet gününde bu şekilde
göreceksiniz. Kıyamet gününde Allah insanları bir araya toplayınca: ''Kim
(dünyadayken) neye ibadet etmişse onun peşine takılsın!'' buyurur. Bunun
üzerine Güneş'e tapanlar onun
peşine, Ay'a tapanlar
onun peşine, tağuta tapanlar da onun peşine takılır. Geriye şefaatçileri (veya
münafıklarıyla) birlikte bu ümmet kalır.
Sonrasında Allah bu
ümmetin tanıyamayacağı bir suretle gelir ve: ''Ben sizin Rabbinizim!'' buyurur.
Müminler: ''Senden Allah'a sığınırız! Rabbimiz yanımıza gelene kadar burada
duracağız. Rabbimiz gelince de onu tanırız'' derler. Sonrasında Allah onların
tanıyabileceği bir surette gelir ve: ''Ben sizin Rabbinizim!'' buyurur. Onlar
da: ''Evet! Sen bizim Rabbimizsin'' diyecek ve peşine takılacaklar. Sonra
cehennemin üzerine bir köprü kurulacak. Peygamberler içinde ümmetiyle birlikte
köprüyü ilk geçecek olan ben olacağım. O gün peygamberlerden başka da kimseler
konuşmayacak. Peygamberlerin (ümmetIeri için) duası da: ''Allahım! Sağ salim
geçir! Sağ salim geçir!'' şeklinde olacak. Cehennemde sa'dan dikenleri gibi
kancalar olacak. ''
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Sa'dan dikenlerinin nasıl olduğunu hiç gördünüz mü?'' diye
sorunca: "Ey Allah'ın Resulü! Evet, gördük" dediler. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle devam etti: ''İşte sa'dan dikenleri gibi olacakları
ancak ne kadar büyük olduklarını bir Allah bilir. Bu kancaları geçenlere
amellerine göre takılacak. Kimi iyi amelleri sayesinde sağlam bir şekilde
kurtulacak, kimi de parçalandıktan sonra kurtulacak. Nihayetinde Allah kulları
arasında hükmünü verip cehenneme girenler içinden rahmetiyle dilerdiğini
çıkarmak istediği zaman meleklere emir verecek. Melekler de Allah'a şirk
koşmamış, Allah'ın merhametini haketmiş, Allah'tan başka ilah olmadığına
şehadet eden kişileri çıkaracaklar. Melekler de bunları secde izlerinden
tanıyacaklardır. Zira cehennem ateşi, secde izleri hariç insanın tüm bedenini
yakar. Allah ateşe, secde izlerini yakmayı haram kılmıştır.
Bu şekilde yanıp
kavrulmuş bir vaziyette ateşten çıkarılırlar. üzerlerine ''Hayat suyu'' denilen
bir su dökülünce sel suyuyla gelen toprak içinde tanelerin bitmesi gibi yeniden
bitecekler. Geriye yüzü cehenneme doğru dönük olan biri kalacak. Bu kişi de
cennetlikler içinde cennete en son girecek olan kişidir. ''Rabbim! Yüzümü
cehennemden çevir, zira rüzgarı beni zehirledi, dumanı beni yaktı'' diyecek. Bu
yönde Allah'a dua edip dururken Allah ona: ''Şayet bu dileğini yerine
getirirsem sen başka şeyleri de istersin'' buyuracak. Ancak adam: ''İzzetine
yemin olsun ki başka bir şey istemeyeceğim!'' diyecek.
Adamın verdiği söz ve
ahitler üzerine Allah onun yüzünü cehennemden çevirecek. Cennete doğru dönüp
onu görünce bir süre susacak. Daha sonra: ''Rabbim! Beni cennet kapısının
yanına yaklaştır'' diyecek. Allah ona: ''Başka bir şey istemeyeceğini
söylememiş miydin? Yazık sana ey Ademoğlu! Ne kadar da hainsin'' buyuracak. Bu
kişi: ''Rabbim!'' diyerek Allah'a dua edip dururken Allah ona: ''Şayet bu
dileğini yerine getirirsem sen başka şeyleri de istersin'' buyuracak. Ancak
adam: ''İzzetine yemin olsun ki istemeyeceğim!'' diyecek.
Adamın verdiği söz ve
ahitler üzerine Allah isteğini verecek ve onu cennetin kapısına yaklaştıracak.
Adam kapıda durup da içerdeki giysileri ve yatakları görünce Allah'ın dilediği
bir süre susacak. Sonra da: ''Rabbim! Beni de cennete soh diyecek. Allah:
''Başka bir şey istemeyeceğini söylememiş miydin? Yazık sana ey Ademoğlu! Ne
kadar da hainsin'' buyuracak. Adam: ''Rabbim! Beni mahlukatın içinde en bedbaht
kişi kılma'' diyecek. Adam bu yönde dua edip dururken Allah gülecek. Güldüğü
zaman da ona: ''Cennete gir!'' buyuracak. Girdikten sonra ona: ''Dile benden ne
dilersen'' buyuracak. Adam istekleri bitinceye kadar Allah'tan dilemeye devam
edecek. Bitince bu sefer Allah ona: ''Şundan şundan da iste'' buyurup başka
şeyleri de hatırlatacak. Adamın istekleri bitince Allah ona: ''Bu istediklerin
iki katıyla senin olsun'' buyuracak. ''
Ata b. Yezid der ki:
"Ebu Hureyre bunu rivayet ederken Ebu Said de oturmuş onu dinliyordu ve
aktardıklarından hiçbirine itiraz etmedi. Ancak Ebu Hureyre: ''Bu istediklerin
iki katıyla senin olsun'' sözüne ulaştığı zaman Ebu Said: "Ey Ebu Hureyre!
Burası ''Bu istediklerin on katıyla senin olsun'' şeklinde olacak" dedi.
Ebu Hureyre: "Ben, Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bu
istediklerin iki katıyla senin olsun'' şeklinde ezberledim" karşılığını
verdi. Ebu Said: "Şehadet ederim ki ben de bunu Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'den: ''Bu istediklerin on katıyla senin olsun'' şeklinde
ezberledim" dedi. Ebu Hureyre şöyle devam etti: "Bu kişi de
cennetlikler içinde cennete en son girecek olan kişidir."
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
(13/357, 358) ve Müslim (1/64, 65) rivayet ettiler.
29249 (3)- Ebu Hureyre
bildiriyor: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
''Kıyamet gününde insanlar tek bir yerde toplanınca alemlerin Rabbi çıkar ve:
''Her bir topluluk kime kulluk etmişse ona tabi olsun!'' buyurur.
Bunun üzerine haça
tapanların karşısına haçı heykele tapanların karşısında heykelı ateşe
tapanların karşısına ateş çıkarılır. Herkes kulluk ettiği şeyin peşinden
gidince geriye müslümanlar kalır. Allah onların da karşısına çıkar ve: ''Neden
siz de diğer insanlar gibi yapmıyorsunuz?'' buyurur. Müslümanlar: ''Senden
Allah'a sığınırız! Senden Allah'a sığınırız! Bizim Rabbimiz Allah'tır ve
Rabbimizi görene kadar da burada bekleyeceğiz'' derler. Oysa öyle yapmalarını
emreden ve onları orada durdurun da Allah'tır. Kaybolduktan sonra bir daha
karşılarına çıkar ve: ''Neden siz de diğer insanlar gibi yapmıyorsunuz?''
buyurur. Müslümanlar: ''Senden Allah'a sığınırız! Senden Allah'a sığınırız!
Bizim Rabbimiz Allah'tır ve Rabbimizi görene kadar da burada bekleyeceğiz''
derler. Oysa öyle yapmalarını emreden ve onları orada durdurun da Allah'tır.''
Oradakiler: "Ey
Allah'ın Resulü! Rabbimizi görecek miyiz?" deyince, Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Mehtaplı bir gecede Aylı görmenize herhangi bir engel var
mı?'' diye sordu. "Hayır, yok" dediklerinde: ''Sizin de onu görmeniz
arasında bu şekilde herhangi bir engel olmayacak'' buyurdu ve şöyle devam etti:
''Allah yine kaybolduktan sonra tekrar karşılarına çıkar ve: ''Ben sizin
Rabbinizim! Ben sizin Rabbinizim! Bana tabi olun!'' diyerek kendini tanıtır.
Sonrasında müslümanlar harekete geçerler. O esnada Sırat köprüsü kurulur.
Müslümanlardan kimisi yarış atı hızında, kimisi de deve hızında köprüden
geçerler. Geçerken de ''Sağ salim geçelim! Sağ salim geçelim!'' denilir. Geriye
cehennem ahalisi kalır. Onlardan bir topluluk cehennemin içine atılınca:
''Doldun mu?'' denilir. Cehennem: ''Daha var mı?'' karşılığını verir. Bir
topluluk daha atılır ve: ''Doldun mu?'' denilir. Cehennem: ''Daha var mı?''
karşılığını verir. Sonunda içine atılacak kimse kalmayınca Rahman (olan Allah)
ayağını içine koyar. Bu şekilde cehennem daralıp katlanır ve: ''Yeter! Yeter!''
demeye başlar.
Cennetlikler cennete,
cehennemlikler de cehenneme girdikten sonra ölüm bağlanmış (bir koç) olarak
getirilir ve cennet ile cehennem arasındaki surun üzerinde durdurulur. Sonra:
''Ey cennet ahalisi!'' diye seslenilince cennetlikler endişe içinde bakarlar.
Sonra: ''Ey cehennem ahalisi!'' diye seslenilince cehennemdekiler şefaat
beklentisi içinde sevinerek bakarlar. Sonra her ikisine: ''Bunu tanıyor
musunuz?'' diye sorulunca her iki taraf da: ''Evet, tanıyoruz! Bu ölümdür,
hepimize uğramıştı'' derler. Bunun üzerine ölüm surun üzerinde kesilir. Sonra:
''Ey cennet ahalisi! Size ölüm yoktur, orada ebedi kalacaksınız! Ey cehennem
ahalisi! Size de ölüm yoktur, orada ebedi kalacaksınız!'' denilir.''
Kuteybe rivayet ederken:
"Bu şekilde cehennem daralıp katlanır. Kendisine: ''Yeter mi?'' diye
sorulunca cehennem: ''Yeter! Yeter!'' demeye başlarlı lafzını kullanır.
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari,
tefsır (6/56), Müslim, ıman 1/164 (182) ve Tirmizi, cennet 4/691 (2557) rivayet
ettiler.
29250 (4)- Ebu Hureyre
der ki: "Ey Allah'ın Resulü! Kıyamet gününde Rabbimizi görecek
miyiz?" denilince: ''Bulutsuz bir günde gün ortası Güneşi görebilir
misiniz'' diye sordu. "Evet, görebiliriz" dediklerinde: ''Bulutsuz ve
mehtaplı bir gecede Aylı görebilir misiniz?'' diye sordu. "Evet,
görebiliriz" dediklerinde de: ''Canım elinde olana yemin olsun ki Güneşi
ve Ayı görmenize herhangi bir engelolmadığı gibi Allah'ı da görmenize herhangi
bir engel olmayacaktır'' buyurdu.
[Sahih]
Diğer tahric: Ebu Davud
(4730), İbn Mace (178) ve Tirmizi (2554) rivayet ettiler.
29251 (5)- Ma'mer
bildiriyor: Zühri "Her ümmet kendi kitabına çağrılır"[Casiye 28]
buyruğunu açıklarken, Ata b. Yezid el-leysi vasıtasıyla Ebu Hureyre'den şöyle
bildirir: Sahabe: "Ey Allah'ın Resulü! Kıyamet gününde Rabbimizi görecek
miyiz?" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bulutsuz
bir günde Güneşi görmenize herhangi bir engel var mı?'' diye sordu. "Ey
Allah'ın Resulü! Hayır, yok" dediklerinde: ''Peki, bulutsuz ve mehtaplı
bir gecede Aylı görmenize herhangi bir engel var mı?'' diye sordu. Yine:
"Ey Allah'ın Resulü! Hayır, yok" dediklerinde, Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''İşte siz de onu kıyamet gününde bu şekilde
göreceksiniz. Kıyamet gününde Allah insanları bir araya toplayınca: ''Kim
(dünyadayken) neye ibadet etmişse onun peşine takılsın!'' buyurur. Bunun
üzerine Ay'a tapanlar onun peşine, Güneş'e tapanlar onun peşine, tağuta
tapanlar da onun peşine takılır. Geriye münafıklarıyla birlikte bu ümmet kalır.
Sonrasında Allah bu ümmetin tanıyamayacağı bir suretle gelir ve: ''Ben sizin
Rabbinizim!'' buyurur. Müminler: ''Senden Allah'a sığınırız! Rabbimiz yanımıza
gelene kadar burada duracağız. Rabbimiz gelince de onu tanırız'' derler.
Sonrasında Allah onların tanıyabileceği bir surette gelir ve: ''Ben sizin
Rabbinizim!'' buyurur. Onlar da: ''Evet! Sen bizim Rabbimizsin'' diyecek ve
peşine takılacaklar. Sonra cehennemin üzerine bir köprü kurulacak. Peygamberler
içinde köprüyü ilk geçecek olan ben olacağım. O gün peygamberlerin (ümmetIeri
için) duası da: ''Allahım! Sağ salim geçir! Sağ salim geçir!'' şeklinde olacak.
Cehennemde sa'dan dikenleri gibi kancalar olacak.''
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Sa'dan dikenlerinin nasılolduğunu hiç gördünüz mü?'' diye
sorunca: "Ey Allah'ın Resulü! Evet, gördük" dediler. Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle devam etti: ''İşte sa i dan dikenleri gibi
olacakları ancak ne kadar büyük olduklarını bir Allah bilir. Bu kancaları
geçenlere amallerine göre takılacak. Kimi iyi amelleri sayesinde sağlam bir
şekilde kurtulacak kimi de parçalanarak kurtulacak. Nihayetinde Allah kulları
arasında hükmünü verip cehenneme girenler içinden rahmetiyle Allah'tan başka
ilah olmadığına şehadet edenleri çıkarmak istediği zaman meleklere onları
çıkarmaları için emir verecek. Melekler de bunları secde izlerinden
tanıyacaklardır. Zira Allah ateşe, secde izlerini yakmayı haram kılmıştır.
Bu şekilde yanıp
kavrulmuş bir vaziyette ateşten çıkarılırlar. üzerlerine ''Hayat suyu'' denilen
bir su dökülünce sel suyuyla gelen toprak içinde tanelerin bitmesi gibi yeniden
bitecekler. Geriye yüzü cehenneme doğru dönük olan biri kalacak. Bu kişi:
''Rabbim! Yüzümü cehennemden çevir, zira rüzgarı beni zehirledi, alevi beni
yaktı'' diyecek. Bu yönde Allah'a dua edip dururken Allah ona: ''Şayet bu
dileğini yerine getirirsem sen başka şeyleri de istersin'' buyuracak. Ancak
adam: ''İzzetine yemin olsun ki istemeyeceğim!'' diyecek.
Allah isteğini verecek
ve yüzünü cehennemden çevirecek. Daha sonra: ''Rabbim! Beni cennet kapısının
yanına yaklaştır'' diyecek. Allah ona: ''Başka bir şey istemeyeceğini
söylememiş miydin? Yazık sana ey Ademoğlu! Ne kadar da hainsin'' buyuracak. Bu
yönde Allah'a dua edip dururken Allah ona: ''Şayet bu dileğini yerine getirirsem
sen başka şeyleri de istersin'' buyuracak. Ancak adam: ''İzzetine yemin olsun
ki istemeyeceğim!'' diyecek.
Adam başka bir şey
istemeyeceğine dair söz ve ahit verince Allah isteğini verecek ve onu cennetin
kapısına yaklaştıracak. Adam durup da içerdeki giysileri ve yatakları görünce
Allah'ın dilediği bir süre susacak. Sonra da: ''Rabbim! Beni de cennete sok''
diyecek. Allah: ''Başka bir şey istemeyeceğini söylememiş miydin? Hani o
isteğinden başka bir şey istemeyeceğine dair bana sözler ve ahitler vermiştin?''
buyurunca, adam: ''Rabbim! Beni mahlukatın içinde en bedbaht kişi kılma''
diyecek. Adam bu yönde dua edip dururken Allah gülecek ve cennete girmesine
izin verecek. Girdikten sonra ona: ''Şundan şundan da iste'' denilecek. Adam
istediklerini bitirince yine: ''Şundan şundan da iste'' denilecek. Adam
istediklerini bitirince ona: ''Bu istediklerin iki katıyla senin olsun''
denilecek. ''
Ata der ki: Ebu Hureyre
bunu rivayet ederken Ebu Said de oturmuş onu dinliyordu ve aktardıklarından
hiçbirine itiraz etmedi. Ancak Ebu Hureyre:
''Bu istediklerin iki
katıyla senin olsun'' sözüne ulaştığı zaman Ebu Said: "Ben Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in burada ''Bu istediklerin on katıyla senin
olsun'' buyurduğunu işittim" dedi. Ebu Hureyre: "Ama ben iki katı
şeklinde ezberledim" karşılığını verdi ve: "Bu kişi de cennetlikler
içinde cennete en son girecek olan kişidir" dedi.
[Sahih]
2. Ebu Said el-Hudri
- - (-)
29252- Ebu Said el-Hudri
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): '' (Kıyamet gününde)
Rabbinizi göreceksiniz'' buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Rabbimizi mi
göreceğiz?" dediklerinde, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Gün ortasında Güneş'i görmenizde herhangi bir engel var ml?'' diye sordu.
"Hayır" dediklerinde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Mehtaplı bir gecede Aylı görmenizde herhangi bir engel var ml?'' diye sordu.
"Hayır" dediklerinde, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Bunları görmenizde nasıl bir engel yoksa Rabbinizi görmenize de herhangi bir
engel olmayacaktır'' buyurdu.
[Sahih]
Diğer tahric: İbn Mace
(179) rivayet etti.
3. Cabir b. Abdillah
- - (-)
29253 (1)- Ebu'z-Zübeyr
bildiriyor: Cabir'e (Meryem Sur. 71. iyette zikredilen) vurO.d konusunu
sorduğumda şöyle dedi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle
buyurduğunu işittim: ''Kıyamet gününde bizler diğer insanlardan ayrı olarak
yüksek bir yerde duracağız. Sonrasında diğer ümmetler sırasıyla dünyadayken
kendilerine taptıkları putlar ile çağrılacaklardır. Daha sonra Rabbimiz
yanımıza gelecek ve bize: ''Neyi bekliyorsunuz?'' diye soracak. Müminler:
''Rabbimizi bekliyoruz'' diyecekler. Allah: ''Rabbiniz benim'' buyurunca,
müminler: ''Onu görmemiz lazım'' diyecekler. Bunun üzerine Allah gülerek tecelli
eder. Mümin olsun, münafık olsun bu ümmetten her bir kişiye bir nur verilir.
Bir karanlık da çevrelerinde dolaşır. Cehennem köprüsünün üzerinde kancalar ve
kılçıklar vardır. Bunlar münafıklardan Allah'ın dilediklerine takılırlar. Bu
arada münafıklara verilen nur sönerken müminler karşıya geçip kurtulurlar.
Müminlerden ilk kurtulan
grubun yüzleri mehtaplı gecedeki Ay gibi parlak olur. Bunların da sayısı yetmiş
bin kişidir ve hesapsız bir şekilde cennete girerler. Onlardan sonra gelenlerin
yüzü gökteki yıldız gibi parlak olur. Ondan sonra da şefaat devreye girer. Bu
şefaatle Allah'tan başka ilah olmadığına iman eden ve kalbinde arpa tanesi
kadar iman bulunan kişiler cehennemden çıkarlar. Bunlar cennetin avlusuna
getirilirler. Cennet ahalisi bunların üzerine su dökünce yanıkları gidip sel
suyuyla gelen tohumların bitmesi gibi yeniden biterler. Sonra da bunlardan her
biri Allah'tan istediklerini sıralar. Bu şekilde de Allah ona dünyanın on katı
kadar bir nimet verir. ''
[Hasen]
29254 (2)- Ebu'z-Zübeyr
bildiriyor: Cabir'e (Meryem Sur. 71. ayette zikredilen) vurCı.d konusunun
sorulduğunu işittim. Cabir de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den
naklen şöyle dedi: ''Kıyamet gününde bizler diğer insanlardan ayrı olarak
yüksek bir yerde duracağız. Sonrasında diğer ümmetler sırasıyla dünyadayken
kendilerine taptıkları putlar ile çağrılacaklardır. Daha sonra Rabbimiz bizi
çağıracak ve: ''Neyi bekliyorsunuz?'' diye soracak. Müminler: ''Rabbimizi
bekliyoruz'' diyecekler. Allah: ''Rabbiniz benim'' buyurunca, müminler: ''Seni
görmemiz lazım'' diyecekler. Bunun üzerine Allah gülerek tecelli edecek. ''
Devamında Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu işittim: ''Sonrasında
müminler Rabbimizin peşinden giderler. Mümin olsun, münafık olsun bu ümmetten
her bir kişiye bir nur verilir. Bir karanlık da çevrelerinde dolaşır. Cehennem
köprüsünün üzerinde kancalar ve kılçıklar vardır. Bunlar münafıklardan Allah'ın
dilediklerine takılarak aşağıya atarlar. Bu arada münafıklara verilen nur
sönerken müminler karşıya geçip kurtulurlar. Müminlerden ilk kurtulan grubun
yüzleri mehtaplı gecedeki Ay gibi parlak olur. Bunların da sayısı yetmiş bin
kişidir ve hesapsız bir şekilde cennete girerler. Onlardan sonra gelenlerin
yüzü gökteki yıldız gibi parlak olur. Ondan sonra da şefaat devreye girer. Bu
şefaatle Allah'tan başka ilah olmadığına iman eden ve kalbinde arpa tanesi
kadar hayır bulunan kişiler cehennemden çıkarlar. Bunlar cennetin avlusunu
getirilirler. Cennet ahalisi bunların üzerine su dökünce sel suyuyla gelen
tohumların bitmesi gibi yeniden biterler. Sonra da bunlardan her biri Allah'tan
istediklerini sıralar. Bu şekilde de Allah ona dünyanın on katı kadar bir nimet
verir.''
[Sahih]
Diğer tahric: Müslim
(388) rivayet etti.
4. Ebu Rezin
- - (-)
29255 (1)- Veki' b.
Hudus, amcası Ebu Rezin'den bildirir: "Ey Allah'ın Resulü! Kıyamet gününde
Allah'ı hepimiz görecek miyiz? Bunun delili nedir?" dedim. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ey Ebu Rezin! Hepiniz Alı zahmetsiz bir şekilde
görmez misiniz?'' diye sordu. "Ey Allah'ın Resulü! Tabi ki"
dediğimde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah ondan daha
büyüktür'' buyurdu.
[Sahih]
Diğer tahric: Ebu Davud
(4731) ve İbn Mace (180) rivayet ettiler.
29256 (2)- Veki' b.
Udus, amcası Ebu Rezin'den bildirir: "Ey Allah'ın Resulü! Kıyamet gününde
Rabbimizi hepimiz görecek miyiz? Bunun delili nedir?" dedim. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ey Ebu Rezin! Hepiniz Aylı zahmetsiz bir
şekilde görmez misiniz?'' diye sordu. "Ey Allah'ın Resulü! Tabi ki"
dediğimde, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah ondan daha
büyüktür'' buyurdu.
Abdurrahman rivayetinde
"Kıyamet gününde Rabbimizi nasıl göreceğiz?" ibaresi geçmiştir.
[Sahih]
5. Cerir b. Abdullah
- - (-)
29257- Cerir b. Abdillah
der ki: Mehtaplı bir gecede Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
yanında otururken bir ara Ay'a baktı. ''Rabbinizin huzuruna çıkacak ve şu Ay'ı
gördüğünüz gibi onu görecek, görme konusunda da herhangi bir zorluk çekmeyeceksiniz.
Onun için güneş doğmadan önceki namaz ile güneş batmadan önceki namazı
elinizden geldiği kadar kaçırmayın ve kılmaya çalışın'' buyurdu ve:
"Güneşin doğmasından ve batmasından önce Rabbini hamd ile tesbih
et"[Kaf 39] ayetini okudu.
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
(554, 573, 4851, 7434, 7435), Müslim (1378-9) ve Ebu Davud (4729) rivayet
ettiler.
6. Suheyb
- - (-)
29258- Suheyb der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cennetlikler cennete girdikten
sonra bir münadi: ''Ey cennet ahalisi! Allah'ın sizlere bir sözü vardı ve şimdi
onu yerine getirmek istiyor'' diye seslenir. Cennettekiler: ''Nedir ki o?
(Mızan'da) yüzümüzü ak çıkarmadı mı? Cehennem ateşinden uzaklaştırıp cennete
sokmadı mı?'' dediklerinde, Allah perdeyi aralar ve ona bakarlar. Vallahi Allah
cennettekilere kendisine bakmaktan daha güzel bir şey vermiş değildir'' buyurdu
ve: "İyi davrananlara; daima daha iyisi ve ziyadesi verilir"[Yünus
26] ayetini okudu.
[Sahih]
21564 (4)'te tekrar
etmiştir.
BİLMİYORUM TÜMÜNÜ
OKUYABİLDİN Mİ; EN BÜYÜK BİRKAÇ ALİM’DEN BİRİNİN GELMİŞ GEÇMİŞ EN BÜYÜK BİRKAÇ
KAYNAĞINDAN BİRİ, BURADA BİTT.