AL-İ İMRAN 56 / 58 |
فَأَمَّا
الَّذِينَ كَفَرُواْ
فَأُعَذِّبُهُمْ
عَذَاباً
شَدِيداً
فِي الدُّنْيَا
وَالآخِرَةِ
وَمَا لَهُم
مِّن
نَّاصِرِينَ
{56} وَأَمَّا
الَّذِينَ
آمَنُوا
وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ
فَيُوَفِّيهِمْ
أُجُورَهُمْ
وَاللّهُ
لاَ يُحِبُّ
الظَّالِمِينَ
{57} ذَلِكَ
نَتْلُوهُ
عَلَيْكَ
مِنَ
الآيَاتِ وَالذِّكْرِ
الْحَكِيمِ {58} |
56.
Kafir olanları da dünyada ve ahirette şiddetli azaba uğratacağım. Onların
hiçbir yardımcıları da olmayacaktır.
57. İman
edip salih amel işleyenlere gelince; onların mükafatlarını da eksiksiz ödeyecektir.
Allah zalimleri sevmez.
58. İşte
bunları sana ayetlerden ve hikmet dolu Kur'an'dan okuyoruz. "Kafir
olanları da dünyada" öldürülmek, asılmak, esir edilmek ve cizye vermek
zorunda bırakılmakla, "ahirette de" cehenneme atılmakla
"şiddetli azaba uğratacağım."
"İşte bunları
sana.. okuyoruz" buyruğundaki "İşte" kelimesi mübteda olarak ref
mahallindedir. Haberi ise "okuyoruz" buyruğudur. Bunun mübteda gizli
olmak suretiyle; "durum işte böyledir" şeklinde (haber) olması da caizdir.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN