MU’MİNUN 33 / 35 |
وَقَالَ
الْمَلَأُ
مِن قَوْمِهِ الَّذِينَ
كَفَرُوا
وَكَذَّبُوا
بِلِقَاء
الْآخِرَةِ
وَأَتْرَفْنَاهُمْ
فِي الْحَيَاةِ
الدُّنْيَا مَا
هَذَا
إِلَّا
بَشَرٌ
مِّثْلُكُمْ
يَأْكُلُ
مِمَّا
تَأْكُلُونَ
مِنْهُ
وَيَشْرَبُ
مِمَّا تَشْرَبُونَ
{33} وَلَئِنْ
أَطَعْتُم
بَشَراً
مِثْلَكُمْ
إِنَّكُمْ إِذاً
لَّخَاسِرُونَ {34} أَيَعِدُكُمْ
أَنَّكُمْ
إِذَا مِتُّمْ
وَكُنتُمْ
تُرَاباً
وَعِظَاماً
أَنَّكُم
مُّخْرَجُونَ {35} |
33. Onun
kavminden kafir olan, ahirete kavuşmayı yalanlayan ve dünya hayatında
kendilerine refah ve nimet verdiğimiz ileri gelenler dedi ki: "Bu ancak
sizin gibi bir insandır. Sizin yediğinizden yer ve sizin içtiğinizden
içer."
34.
"Eğer kendiniz gibi bir insana itaat ederseniz, elbette ziyan edenlerden
olursunuz. "
35.
"Acaba o, siz ölüp toprak ve kemik olduktan sonra muhakkak
çıkartılacaksınız, diye sizi tehdit mi ediyor?"
"Onun kavminden
kafir olan, ahirete kavuşmayı" öldükten sonra dirilişi ve hesaba çekilmeyi
"yalanlayan ve dünya hayatında kendilerine refah ve nimet verdiğimiz"
dünya nimetlerini kendilerine bolca verdiğimiz ve nihayet azan ve rahat ve lüks
içerisinde yaşamaya koyulan "ileri gelenler" soylular, kumandanlar ve
başkanlar "dedi ki: Bu, ancak sizin gibi bir insandır. Sizin yediğinizden
yer ve sizin içtiğinizden içer. " Yani onun size herhangi bir üstünlüğü
yoktur. Çünkü o da sizin gibi yemeye ve içmeye muhtaçtır.
el-Ferra "ve sizin
içtiğinizden içer" buyruğunda; (...) in hazfedilmiş olduğunu ve bunun:
"Kendisinden içtiğinizden içer" takdirinde olduğunu iddia etmektedir.
Ancak bu Basralılara göre caiz değildir ve hiçbir şekilde hazfe ihtiyacı yoktur.
Çünkü (...); mastar olduğu takdirde ayrıca ait bir zamire ihtiyacı yoktur. Eğer
(...) anlamında ism-i mevsül kabul edilirse, o takdirde mef'ul hazfedilir. Yine
bu durumda da; (...)in takdirine de gerek olmaz.
"Eğer kendiniz gibi
bir insana itaat ederseniz, elbette ziyan edenlerden olursunuz." Kendi
ilahlarınızı terketmek ve ona, onun size herhangi bir üstünlüğü olmamasına
rağmen uymak suretiyle aldanışa düşmüş olursunuz.
"Acaba o, siz ölüp
toprak ve kemikolduktan sonra muhakkak çıkartılacaksınız" kabirlerinizden
diriltileceksiniz "diye sizi tehdit mi ediyor?" Bu buyruktaki
birinci; (...) edatı başına; "Sizi tehdit. .. ediyor" dolayısı ile
nasb mahallindedir. İkincisi ise ondan bedeldir. Sibeveyh'in görüşü bu
şekildedir. Buyruk: O, öldüğünüz takdirde sizi çıkartılacaksınız diye tehdit mi
ediyor? anlamındadır. el-Ferra der ki: Abdullah'ın kıraatinde:
"Acaba o, sizi ölüp
toprak ve kemik olduktan sonra muhakkak çıkartılacaksınız diye tehdit mi
ediyor?" şeklindedir. Bu da bizim: (...): Dışarı çıktığın takdirde senin
pişman olacağını zannediyorum, dememize benzer. el-Ferra, el-Cermi ve
Ebu'l-Abbas, el-Müberred ise ikinci (...) in te'kid için tekrarlanmış olduğu
kanaatindedir. İfade uzayınca tekrarlanması güzeldir. el-Ahfeş de der ki:
Buyruğun anlamı şudur: O sizlere, siz ölüp de sizler toprak ve kemik olduktan
sonra kabirlerinizden çıkartılma olayınız meydana gelecek diye mi tehdit
ediyor, anlamındadır. Buna göre ikinci (...) hazfedilmiş bir fiil ile ref'
mahallindedir. Nitekim: (...) ifadesi de; bugün bir savaş meydana gelecektir,
demek olur. Ebu İshak da şöyle demektedir: Buradaki (...): Gerçekten sizi ...
" ifadesinde "elif"in esreli okunuşu da mümkündür. Çünkü; (...):
Sizi tehdit mi ediyor? ifadesi: (...) Muhakkak sizler. .. mi söylüyor?
anlamındadır.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN