DEVAM: 39. İLİM YAZNAK
حدثنا
يحيى بن
سليمان قال:
حدثني ابن وهب
قال: أخبرني
يونس، عن ابن
شهاب، عن عبيد
الله بن عبد
الله، عن ابن
عباس قال:
لما
اشتد بالنبي
صلى الله عليه
وسلم وجعه
قال: (اتئوني
بكتاب أكتب
لكم كتابا لا
تضلوا من
بعده). قال عمر:
إن النبي صلى
الله عليه
وسلم غلبه
الوجع،
وعندنا كناب
الله حسبنا.
فاختلفوا
وكثر اللغط،
قال: (قوموا
عني، ولا
ينبغي عندي
التنازع).
فخرج ابن عباس
يقول: إن
الرزية كل
الرزية ما حال
بين رسول الله
صلى الله عليه
وسلم وبين كتابه.
[-114-] Abdullah İbn Abbas şöyle demiştir: Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in hastalığı şiddetlendiği bir sırada o: "Bana bir sayfa getirin
de size bir şeyler yazayım (yazdırayım) ta ki bundan sonra yoldan
sapmayasmız" buyurdu. Bunun üzerine Hz. Ömer: Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in hastalığı ağırlaştı. Elimizde Allah'ın kitabı vardır. O bize
yeter" dedi. Oradaki sahabe arasında ihtilaf çıktı, sesler birbirine
karıştı. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): Yanımdan kalkın.
Benim yanımda tartışma uygun değildir" buyurdu.
İbn Abbas (bu hadisi rivayet ettiği yerden) çıkarken
"Resûlullah'ın yazıyı yazmaması ne büyük bir musibettir" dedi.
Tekrar: 3053, 3168, 4431, 4432, 5669, 7366
AÇIKLAMA: Bu olay Nebi (s.a.v.)'in ölüm hastalığı
sırasında olmuştur.
Nebi s.a.v.'in "yazayım" sözü yazdırayım anlamına
gelmektedir.
Hz. Ömer'in "Nebi s.a.v.'in hastalığı ağırlaştı" sözü,
kitabı yazmak veya yazdırmak ona zor gelir anlamına gelmektedir. Hz. Ömer,
adeta Hz. Peygamber'in bunu yapmasının hastalığını uzatacağını düşünmüştür.
Hz. Ömer'in Bu
Söz ve Davranışının İzahı
Kurtubî ve diğer hadis yorumcuları şöyle demişlerdir: Nebi
s.a.v.'in "bana bir sayfa getirin" sözü bir emirdir. Bu emri alan
kişi üzerine gerekli olan, emre derhal uymasıdır. Ancak Hz. Ömer ile birlikte
bir grup sahabe bu emrin gereklilik için olmadığını, daha iyi olana irşad etme
anlamında olduğunu anlayarak, böyle bir durumda ona zor gelecek bu işi yapmayı
çirkin gördüler. Onlar Yüce Allah'ın şu âyetlerini de biliyorlardı: "Biz
kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık", "(Kitabı) her şeyin bir
açıklaması olarak (indirdik) [Nahl, 89] Bu sebeple Hz. Ömer "Bize Allah'ın
kitabı yeterlidir" demiştir. Diğer bir grup ise Nebi s.a.v.'in emrine
uymak için ve yazıda daha fazla izah bulunduğundan yazmayı daha evla
görmüşlerdir.
Nebi s.a.v.'in "Yanımdan kalkın" şekilde emir vermesi,
ilk emrinin bağlayıcılık ifade etmediğini göstermektedir. Nitekim Nebi s.a.v.
bu olaydan sonra birkaç gün daha yaşadığı halde ilk emrini sahabeye tekrar
vermemiştir. Şayet yazma emri gerekli olsaydı sahabîler ihtilaf etti diye bunu
terk etmezdi. Çünkü o, kendisine muhalefet edenler bulunuyor diye tebliğini
terk etmemiştir. Nitekim sahabe onun verdiği bazı emirlerde kendisine farklı
görüşlerini iletiyorlar, ancak kesin olan emirlerinde onun emrine itaat
ediyorlardı. Bu konunun detayları Kitap ve Sünnete Yapışma bölümünde
gelecektir.[7290 no'lu hadis.]
Bu olay, dinin emirleri ile Hz. Ömer'in görüşünün uyuştuğu konular
arasında zikredilmiştir.
Hz Nebi’in
Yazdırmak İstediği Şey:
Nebi s.a.v.'in ne yazdırmak istediği konusunda farklı görüşler
ileri sürülmüştür.
Bir görüşe göre, ihtilafı ortadan kaldırma amacıyla bazı
hükümleri açık olarak yazdırmak istemişti.
Diğer bir görüşe göre ise, sahabe arasında ihtilaf olmasın diye
kendisinden sonra gelecek halifelerin ismini yazdırmak istemişti. Bunu Süfyan
İbn Uyeyne söylemiştir. Nitekim Müslim'in rivayet ettiği Nebi s.a.v.'in şu
hadisi bunu desteklemektedir: Nebi s.a.v. hastalığının başlarında Aişe'nin
yanında iken şöyle dedi: "(Âişe!) Bana babanı ve kardeşini çağır da bir
yazı yazdırayım. Çünkü ben herhangi bîr kimsenin (halifeliği) temenni
etmesinden ve bu konuda bir söz söylemesinden korkuyorum. Allah da Mu'minler de
Ebu Bekir'den başkasına razı olmaz.
Nebi s.a.v.'in Benim
yanımda tartışma uygun değildir" sözü, Hz.Ömer'in tercih ettiği görüş
doğru olsa bile Nebi s.a.v.'in emrine itaat edilmesinin daha evla olduğunu
göstermektedir. Hz. Ömer'in görüşünün doğru olduğunu gösteren şey, Nebi
s.a.v.'in sonradan bunu telafi etmek üzere başka bir teşebbüste bulunmamasıdır.
Kurtubî şöyle demiştir: Sahabenin bu konuda ihtilaf etmesi, Hz.
Peygamberin "Hiç kimse Beni Kureyza yurdu dışında ikindi namazını
kılmasın" hadisi konusunda ihtilaf etmelerine benzer. Nitekim bir grup
ikindi namazının vaktinin geçmesinden korkarak namazı kılmış, diğer grup
emirden ilk anladıkları anlama göre hareket etmiş ve namaz kılmamıştır. İzin
verilen bir konuda içtihatta bulundukları ve maksatları da iyi olduğu İçin
hiçbiri akkmda kınama ve sert davranış söz konusu olmamıştır.
Hadisten Çıkan
Bazı Sonuçlar
İlmin yazılması caizdir.
İhtilaf, hayırdan mahrum kalmaya sebep olabilir. Nitekim iki
kişinin tartışması sebebiyle Nebi s.a.v.'e kadir gecesinin unutturulmasi da
buna benzemektedîr.
Nebi s.a.v.'e vahiy indirilmemiş olan bir onuda sa-ıabenin
içtihadı vaki olmuştur.
Bu hadis İle ügili diğer ayrıntılara ileride yer
verilecektir.[4119. nolu hadis.]